
ABD büyükelçilikleri bütçe kesintileri nedeniyle hava kalitesi verilerini paylaşmayı durduracak

ABD Büyükelçiliği’ndeki hava kalitesi istasyonu Taşkent’in artan hava kirliliğini izlemek için kritik bir kaynak olmuştur.
ABD Çevre Koruma Ajansı, hava kalitesi izleme programı aracılığıyla topladığı verileri AirNow uygulaması ve diğer platformlar aracılığıyla yayınlamayı durduracaktır. Bu konuda Associated Press’in yaptığı bir soruşturmaya yanıt veren Devlet Bakanlığı, Çarşamba günü doğruladı.
Bu program, yerel halkların ve dünya çapındaki araştırmacıların farklı şehirlerdeki hava kalitesini analiz etmelerine ve karşılaştırmaları yapmalarına olanak tanımıştır.
Programın sonlanmasının nedeni bütçe kısıtlamalarıdır. Devlet Bakanlığı, izleme ağını kapatmaya zorlanmıştır. Ancak, elçilikler ve konsolosluklar iç izleme çalışmalarına devam etmeye yönlendirilmiş ve fon sağlanması durumunda veri paylaşımı gelecekte yeniden başlayabilir.
Bu bütçe kısıntısı, Trump yönetiminin geniş çaplı çevre ve iklim değişikliği girişimlerini azaltma çabalarının bir parçasıdır.
ABD büyükelçiliklerinde dünya çapında kurulu hava kalitesi monitor cihazları, solunum sisteminin derinlerine nüfuz eden ve solunum hastalıkları, kalp rahatsızlıkları ve erken ölümlere neden olabilen PM2.5 partikül maddeleri izler. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre hava kirliliği yılda yaklaşık yedi milyon ölümden sorumludur.
Hava kirliliği uzmanı Bhargav Krishna, New Delhi’deki Sürdürülebilir Gelecekler İşbirliği’nde veri kaybını “önemli bir engel” olarak nitelendirdi.
“Bu sensörler birçok gelişmekte olan ülkede hava kalitesini anlama konusunda kritik bir kaynak olmuştur. İyi kalibre edilmişler ve yerel verileri kalite açısından karşılaştırma noktasında güvenilir bir referans olarak kabul edilmiştir,” ifadelerinde bulundu Krishna.
Bogotá’daki bağımsız hava kalitesi danışmanı Alejandro Piracoca Mayorga da bu kararı “büyük bir kayıp” olarak tanımladı. Lima (Peru), São Paulo (Brezilya) ve Bogotá’daki gibi şehirlerde ABD elçiliklerinin halka açık hava izleme verileri sağladığını belirtti.
“Bu program, yerel izleme ağlarından bağımsız olarak, kritik bir referans noktası olarak hava kalitesi verileri sunmuştur,” dedi.
Pakistanlı çevre uzmanı Khalid Khan da bu kararı kınayarak “ciddi sonuçlar” konusunda uyardı.
Khan, dünyanın en kirli şehirlerinden biri olan Peşaver’de ABD izleme cihazlarının “kritik anlık veriler” sağladığını vurguladı ve bu kararın yalnızca gelişen ülkelerde değil alternatif güvenilir veri kaynakları olmayan savunmasız grupların en çok zarar göreceğini belirtti.
Ek olarak, bu programın sonlandırılmasıyla Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel hava kalitesi veri tabanı da olumsuz etkilenecektir. Birçok düşük gelirli ülke, bağımsız hava kalitesi izlemesi yapmak için finansal ve teknik kaynaklardan yoksundur ve ABD elçiliklerinin sağladığı verilere yoğun bir şekilde bağımlıdır.
Taşkent en kirli şehirler sıralamasında sekizinci sırada yer almaktadır. PM2.5 olarak adlandırılan temel kirletici maddeye göre, hava kalitesi 57 mikrogram/cubic metre düzeyinde ve ABD standartlarına göre “sağlıksız” olarak sınıflandırılmıştır.
Bu veriler, şehir genelinde kurulu 38 hava kalitesi izleme istasyonundan alınmış olup, ABD Büyükelçiliği Taşkent’te bu tür ekipmanların kurulmasında ilklerden biridir. Ancak, ABD Büyükelçiliği hava kalitesi verileri IQAir ve AirNow platformlarından kaldırılmış olmasına rağmen aqicn.org adresinde hala mevcuttur.
Daha sonra, Özbekistan’ın UzHydromet kuruluşu tarafından kurulan izleme cihazları da benzer ekipmanları kullanarak saatlik bazda hava kalitesini izlemeye başladı. Ancak, veri setleri arasındaki karşılaştırmalar çeşitli faktörlerin dikkate alınmasını gerektirir.
Washington Üniversitesi’nden Profesör Jay Turner’a göre, veri tutarlılığını sağlamak için izleme protokollerine sıkıca bağlı olmak esastır. “Ben şahsen ABD Büyükelçiliği’nde kullanılan ekipmanların bu protokollere uygun olduğunu doğrulamış bulunuyorum. Eğer UzHydromet aynı standartlara uymuşsa, o zaman raporlarının ABD Büyükelçiliği verileriyle yakından uyumlu olması gerekmektedir,” açıklamasını yaptı.
Eğer ABD hava kalitesi veri programını durdurursa, Özbekistan birçok olumsuz sonuçla karşı karşıya kalabilir. İlk olarak, daha az şeffaf ve güvenilir hava kalitesi raporları olacaktır, bu da hem uzmanların hem de halkın yalnızca hükümet tarafından sağlanan verilere tamamen güvenmek zorunda kalacağı anlamına gelir ve bazı durumlarda doğruluk ve şeffaflık konusunda kaygılar ortaya çıkabilir.
Çevre bilimciler ve araştırmacılar hava kalitesini değerlendirmek için çeşitli veri kaynaklarına güvenmektedir. Uluslararası kalibre edilmiş ABD elçiliği verileri, yerel rakamları karşılaştırmak için kritik bir referans noktası olmuştur. Bu veri kaynağı ortadan kalkarsa, araştırmacıların alternatif güvenilir kaynaklar bulmaları veya tamamen yerel izleme ağlarına bağımlı hale gelmeleri gerekecektir.
Ayrıca, halkın hava kirliliği konusundaki farkındalığı azalabilir. Taşkent özellikle kış aylarında ciddi hava kirliliği ile karşı karşıyadır. Dünya Bankası’na göre, Taşkent’teki hava kirliliği yılda 3.000’den fazla erken ölüme neden olmaktadır. Şehrin yıllık ortalama kirlilik seviyesi Dünya Sağlık Örgütü’nün önerilen eşiği (6 µg/m³) altı kat aşmaktadır.
ABD’nin izleme istasyonları, insanların gerekli önlemleri almasını sağlayacak PM2.5 seviyeleri ve diğer kirleticiler konusunda anlık veri sağlamıştır. Eğer bu veri kaynağı ortadan kalkarsa, halkın hava kalitesi riskleri konusundaki farkındalığı azalabilir.
Dahası, ABD’nin izleme verileri, Dünya Sağlık Örgütü ve diğer uluslararası çevre kuruluşları için kritik bir kaynaktır. Eğer Özbekistan’da sonlandırılırsa, ülkenin hava kalitesi konusunda daha az kapsamlı küresel değerlendirmeler ve uluslararası raporlarla sonuçlanabilir.