Altın Küreler’de spot ışığı: Adrien Brody ve Macaristan “The Brutalist” ile parlıyor!
- Altın Küre Ödülleri, bu yıl Macar kültürü ve tarihi için dikkate değer anılarla dolu bir etkinlik olarak gerçekleşti. Etkinliğin merkezinde, En İyi Drama ödülünü kazanan “The Brutalist” filmi vardı ve aynı zamanda En İyi Yönetmen ödülüne de layık görüldü.
“The Brutalist” filmi, László Tóth’un hayatını konu alıyor. Tóth, Bauhaus okulunda öğrenci olarak başladığı kariyerine savaşın korkularından kaçmak için Amerika’ya göç etmiş bir karakterdir. Filmdeki açılış sahnesi, Tóth’un Özgürlük Heykeli’ne bir gemiden bakışını konu alır ve karakterin zihinsel durumunu vurgulamak için güçlü görsel unsurları kullanır: kamera, ikonik heykeli ters çevirerek, göçmen olarak yaşamanın çelişkisini ve evden uzak olmanın acısını vurgular.
Tóth’un karakteri kurgudur, ancak Marcell Breuer ve László Moholy-Nagy’nin hikayelerinin karakterde görüldüğü bazı unsurlar bulunmaktadır. Filmdeki baş karakter, Yahudi kökenli bir sanatçıdır, Nazi teröründen kaçmış ve Amerika’da yeni bir hayat kurmaya çalışmıştır.
Hikayenin seyrinde, Tóth’un Amerikalı himaye sahibinin oğlu tarafından önemli bir cümle sarf edilir: “Seni burada tolere edeceğiz”. Bu basit ifade, göçmenlerle Amerikan toplumu arasındaki genellikle karmaşık ilişkiyi vurgular, yeteneğin tanındığı ancak tam kabulün sık sık eksik olduğu bir ortamı yansıtır.
Filmin yıldızı olan Adrien Brody, karakterin dramını değil aynı zamanda kişisel bağlarını ustalıkla yansıtmıştır. Brody’nin annesi ve büyük ebeveynleri, 1956 devriminden sonra Macaristan’ı terk ettiği için, Tóth’u canlandırmak için duygusal bir derinliğe sahiptir.
Magyar Nemzet’e göre, aktör, Altın Küre Ödülleri’ne öncülük eden haftalarda Stephen Colbert’un programında, Macar mirasının filmde bu denli öne çıkmasından duyduğu heyecanı anlattı. Macaristan’ı tutkulu, açık sözlü ve karanlık mizah dolu olarak tanımlayan Brody, bu özelliklerin sıklıkla diğer kültürler üzerinde şaşırtıcı etkiler yarattığını belirtti.
Filmin yıldızı Adrien Brody, En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı ve filmdeki Macar etkisini daha da vurguladı. Film, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika’da yerini bulmaya çalışan Macar doğumlu bir mimarın hikayesini anlatıyor.
Filmin özel anlamı, Adrien Brody’nin birkaç sahnede Macarca konuşması ile arttırılmaktadır. Örneğin, bir sahnede “B…szd meg!” (Macarca’da en yaygın küfür olan f**k) ve “Nem vicces!” gibi diğer Macarca ifadeleri kullanır. Harfler de Macarca olarak anlatılır ve hikayenin köklerini doğrular. Brody’nin aksanı inandırıcı olsa da, mükemmel telaffuzu