Araştırmacılar, Hint-Avrupa Dillerinin Kökenlerinde Eksik Bir Halkayı Keşfediyor.
Ulusal ve uluslararası uzmanların katılımıyla oluşturulan 130’dan fazla uzmanlık ekibinin yaptığı araştırmada, Hint-Avrupa dil ailesinin kökenlerini açığa çıkaran eksik halkayı keşfettiği belirtilmektedir. Genetik çalışmalarının sonuçları, HUN-REN Araştırma Merkezi web sitesinde yayımlandı.
Bugün dünya nüfusunun neredeyse yarısının konuştuğu Hint-Avrupa dilleri, Almanic, Latince, Slavca, Hint-Romen ve Keltic gibi önemli grupları içermekte olup, modern Avrupalı nüfusun çoğunluğu tarafından konuşulmaktadır. Bu diller, 19. yüzyıldan bu yana tarihçiler ve dilbilimciler tarafından incelenen Proto-Hint-Avrupa dilinden evrimleşmiş olabilir. Ancak, dil ailesinin kökenleri hakkında hala bilgi eksikliği bulunmaktadır.
Daha önceki genetik çalışmalar, Karadeniz ve Hazar Denizleri’nin kuzeyinde yer alan Pontic-Kazak steplerinde yaygın bir şekilde bulunan Yamnaya kültürlü toplulukların, yaklaşık M.Ö. 3100 yıllarından itibaren hem Avrupa’ya hem de Orta Asya’ya doğru göç ettiklerini göstermiştir. Bu genişleme sonucunda, kurgan olarak da bilinen höyükler altında karakteristik gömü proğramları, Macar ovasında da birçok sayıda ortaya çıkmıştır.
Yeni araştırmanın sonuçları, 5-4 bin yıl arasındaki Doğu Avrupa ve Güneybatı Asya’da üç genetik geçişin tanımlandığını ortaya koymuştur.
İlk olarak, Kafkas-Aşağı Volga hattı, Kafkasyalı avcı-toplayıcı nüfusun genetik mirasının baskın olduğu bir geçiştir. İkinci olarak, Volga genetik gradyanı, Kafkas-Aşağı Volga halkları ile Yukarı Volga ve Doğu Avrupa kökenli avcı-toplayıcı nüfuslarının karışımının sonucudur. Üçüncü olarak ise, Dinyeper gradyanı, batıdaki Kafkas-Aşağı Volga halkları ile Dinyeper Nehri boyunca Karadeniz’in kuzey kıyısındaki Neolitik avcı-toplayıcı toplulukların karışımıyla oluşmuştur.
Genetik bulgular, bu nüfusların doğrudan M.Ö. 4000 yıllarında Yamnaya kültürünün ana nüfusunu oluşturduğunu ve ardından uygun iklim ve çevresel koşullar nedeniyle hızlı bir nüfus artışı yaşadıklarını ve bunun sonucunda da M.Ö. 3100-1500 yılları arasında Avrasya’da yayıldıklarını öne sürmektedir.
