Özbekistan

BMGK 2024: BM İsrail’i Neden Durduramıyor?

Uluslararası ilişkiler uzmanı Mirko Dautovic’in Kun.uz ile yaptığı özel röportajda, 79. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) sırasında tartışılan ana konular ele alındı. Sohbet, uluslararası diplomasiden Birleşmiş Milletler’in çatışmalarla baş etme rolündeki karmaşıklıklara kadar bir dizi küresel konuyu kapsadı, özellikle devam eden Gazze-İsrail krizi. Dautovic, BM’nin sınırlılıkları ve günümüzdeki küresel düzen içinde çok taraflı diplomasiyi karşı karşıya bırakan zorluklar hakkında eleştirel bir analiz sundu.

BM Genel Kurulunun Önemi

Dautovic, BM Genel Kurulu’nun başta gelen 193 üye devletin liderlerinin yılda bir kez bir araya gelerek büyük uluslararası zorlukları müzakere ettiği ve ele aldığı benzersiz bir küresel forum olarak önemine vurgu yaparak başladı. Kurulu, diplomatik katılımın gerçekleştiği diğer hiçbir uluslararası platform gibi bir seviyede bir “dünya meclisi” olarak nitelendirdi. Dautovic’e göre, bu toplantı, dünya liderlerinin yüz yüze görüşmelere katılma ve acil küresel konular üzerine fikir alışverişinde bulunma fırsatı sunar.

Farklılaşan Küresel Öncelikler

Röportaj aynı zamanda farklı küresel güçlerin Genel Kurul’a nasıl yaklaştığını da inceledi. Dautovic, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Ukrayna’daki devam eden çatışmayı ve Gazze’deki savaşı vurgularken, Çin gibi diğer ülkelerin iklim değişikliği gibi uzun vadeli konulara odaklandığını belirtti. Bu farklı öncelikler, uluslararası toplumun çeşitli endişelerini yansıtarak, jeopolitik çıkarların UNGA’daki gündemi şekillendirdiğini gösteriyor.

Gazze Savaşı ve BM ateşkes kararı

Röportajın başlıca odak noktalarından biri Gazze çatışması ve BM’nin anlamlı değişiklikleri uygulayamamasıydı. Dautovic, Gazze’de ateşkesin sağlanmasını talep eden son BM kararını tartıştı. 124 ülkenin desteğiyle kabul edilen bu kararın bağlayıcılık taşımadığını, yani harekete zorlamak için yaptırım gücünün olmadığını belirtti. BM’nin Gazze-İsrail çatışmasını ele almak için gösterdiği çabaların, ABD’nin İsrail’e yönelik eylemleri sınırlamaya yönelik kararları engellemek için Güvenlik Konseyi’nde tekrar tekrar veto hakkını kullandığı yapısal kısıtlamalarını vurguladı. Bu durum, güçlü üye devletlerin, özellikle ABD gibi, müttefiklerini hesap verebilirlikten korumak için etkin olarak etkilerini kullandığı zaman, BM’nin çatışmalara arabuluculuk yapmadaki yapısal kısıtlamalarını vurgular.

İsrail’in BM ile Gerilen İlişkileri

Röportaj ayrıca İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun UNGA’daki konuşmasına da değindi, burada toplantıyı “karanlığın evi” olarak nitelendirdi. Dautovic, Netanyahu’nun BM’ye karşı giderek daha meydan okuyucu tavrını analiz etti ve İsrail’in uluslararası diplomasiye duyduğu frustrasyonu ve çok taraflı kurumlara olan giderek artan ilgisizliğini yansıttı. Bu tepkinin, son zamanlarda İsrail’in Beyrut’a saldırısını ve İsrail hükümetinin BM Genel Sekreteri António Guterres’i sert eleştirmesini örneklediğini belirtti. Dautovic’e göre, İsrail’in BM ile yapıcı bir şekilde ilişkisinden uzaklaşması, çok taraflılıktan kopmanın daha geniş bir deseninin bir parçasıdır.

Afrika’nın Daha Büyük Temsil İçin Çabası

Röportajda Dautovic ayrıca BM Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield’ın, iki Afrika ülkesine BM Güvenlik Konseyi’nde daimi koltuklar verme önerisine de yorum yaptı, ancak veto yetkisi olmaksızın. Bu hamlenin uluslararası yönetimin en üst düzeylerinde Afrika’nın temsilini artırabileceğini kabul ederken, Afrika uluslarına karar alma süreçlerinde gerçek etki sağlamayacak büyük ölçüde sembolik bir jest olarak eleştirdi. Ona göre, öneri, güçlü ulusların veto yetkisine sahip olunan yetkiyi paylaşma konusunda isteksiz oldukları BM Güvenlik Konseyi reformu etrafındaki diplomatik karmaşıklıkları yansıtıyor.

Birleşmiş Milletlerin Karşılaştığı Zorluklar

Röportajı sonlandırırken, Dautovic, BM’nin uluslararası ilişkilerde etkili bir güç olmasını engelleyen daha geniş zorlukları tartıştı. Üye devletlerin egemenliği tarafından BM’nin etkin bir şekilde hareket etme yeteneğinin sıklıkla sınırlı olduğunu açıkladı. Temelde, BM’nin gerçekten etkili olabilmesi için ulusların kolektif karar alma ve uygulama desteği için egemenliklerinin bazılarını terk etmeye istekli olmaları gerekir. Bununla birlikte, bu, ulusal çıkarların uluslararası uzlaşmayla çeliştiği durumlarda birçok devlet için zor bir uzlaşıdır. Bu yapısal kısıtlama, Güvenlik Konseyi’nin veto sistemiyle birleştiğinde, BM’nin küresel siyasetteki en baskın konuların bazılarını ele almaktaki kapasitesini hala engellemeye devam ediyor.
 

Pools Plus Cyprus

Bu haber
bu kaynaktan alınarak ACM Cyprus yeni teknolojiler çalışması kapsamında, OpenAI – ChatGPT tarafından yeniden yazılmıştır. Geleceği yeniden şekillendirebilmek için yorumlarınızı bekliyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu