
Depremde hayat kurtaran ‘Duvar Arkası Radar’ güçlendiriliyor
STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ Lider Teknikeri Yusuf Hayırlı, şirket yerleşkesindeki teknoloji gösterim alanında DAR’ı kullanarak, cihazın kabiliyetlerini anlattı.
İnşaatlarda zemine dökülen “tabliye betondan” oluşturulan 2 blok ve bir sıvalı tuğla duvarın arkasındaki canlının tespiti için cihazı kullanan Hayırlı, 3 duvarın arkasında canlının nefes alıyor olması ve göğüs kafesi hareketi, omuz hareketi, el sallama, parmak oynatma gibi mikro-makro hareketlerinin DAR tarafından tespit edilebildiğini söyledi.
Hayırlı, aslında savunma sanayisi için üretilmesine rağmen DAR’ı depremde enkaz ortamında kullanmayı denediklerini kaydetti. Cihazın sağladığı katkıya dikkati çeken Hayırlı, şöyle konuştu:
“Enkaz ortamında normalde 22 metre olan mesafemiz enkazın durumuna göre 10, 7, 5 metre olacak şekilde düştü. Duvarların kalınlıkları, içerideki eşya yoğunluğu, buzdolabı vesaire gibi eşyalar da bizim çalışmalarımızı etkiledi. Arama-kurtarma çalışmalarında depremzedeye seslenerek, nefes alması yeterli ama ‘elini-kolunu salla’ şeklinde kendisini uyarıp, hareketlerini fazlalaştırarak yerinin tespitini kolaylaştırmayı sağladık. Bir an önce ekipler girerek depremzedeyi enkazdan çıkardılar. Bizim faydamız ‘3 metre ileride, bir metre sağda’ gibi konum bilgisi verdiğimiz için hem depremzedeyi enkazı boşaltma sırasında zarar vermeden çıkarmak mümkün oldu hem de 10-12 saat süren enkaz boşaltma sürecini 1,5-2 saate düşürdük.”
DAR’ın ultra geniş bant radar sinyaller vasıtasıyla gözle temas, erişim mümkün olmayan yerlerde, kapalı mekanlarda arka tarafta bulunan canlının tespit edilmesi amacıyla geliştirildiğini anlatan Hayırlı, radarın özel birlikler tarafından meskun mahal operasyonları, terörle mücadele, rehine kurtarma operasyonları gibi alanlarda kullanıldığını dile getirdi.
DAR ile kurtarılan hayatlar
Cihazı geliştirirken depremde, doğal afetlerde, çığda ve yangında kullanılabileceğini öngördüklerini vurgulayan Hayırlı, deprem sonrası yürüttükleri faaliyetlere ilişkin şunları söyledi:
“Depremin boyutunun çok büyük olmasıyla beraber ekip olarak 8 kişi, 4 cihazla Hatay bölgesine ulaştık. Depremde ilk defa kullanılan bir ürün. Savunma sanayisi için üretilmiş bir ürünü deprem ortamında ilk enkazlarda deneyimleyerek daha tedbirli ilerledik. Cihaz kendini de kabul ettirdikten sonra 4 ekibe bölünerek daha hızlı şekilde enkazlarda çalışma yaptık. Toplamda 50’nin üzerinde vatandaşımızın yerinin tespitini yaptık. İlk Hatay bölgesi Odabaşı Mahallesi’nde çalışmalara başladık. Burada itfaiye ile birlikte çalışıyorduk. İlk çalışmamızda arka tarafı pres olmuş, ön tarafında açıklık bulunan bir bölgeden ses geldiğini söylüyordu ekipler. Burada 5-5,5 metreden tespit yaptık. Cihazı ilk kez kullandığımız için biraz daha içeri götürmek istedik. Enkazın içine girerek yaklaşık 2,5 metreden tespit aldık. Ekiplerin çalışmasıyla 1,5-2 saat sonunda yabancı uyruklu bir kadının canlı olarak çıkmasında vesile olduk. Sonrasında Oduncu Apartmanı bölgesine götürdü bizi ekipler. Burada 4,5 metre aşağıda Reyhan Hanım’ın yerini tespit ettik. Bu esnada tam aksi istikametten zayıf zayıf sinyaller alıyorduk. Vatandaşlara soruldu, o dairede bir anne ve bebeğinin yaşadığı bilgisini aldık. Reyhan Hanım’ın iyi olduğunu teyit ettikten sonra önceliği bebeğe verdik. Ekipler anne ve bebeğine ulaştı, anne vefat etmişti maalesef ama 7 aylık bebeği enkazdan sağ salim çıkardılar. Sonrasında bodrum kata düşen Reyhan Hanım kurtarıldı. Birinci kata çıkarak tekrar aramalarımıza devam ettik. Yatak odası, ebeveyn banyosu gibi bir yerden karşı daireden olduğunu tahmin ettiğimiz 2,5 metreden sinyaller alıyoruz. Bu sefer ekipleri o tarafa yönlendirdik. Uğultu şeklinde ses aldık, Arapça mı konuşuyor anlayamadık. Ekipler 2-2,5 saat çalışıp karşı daireden tam 7 kişiyi aldılar. Biz seslendikçe hep bir ağızdan konuştukları için uğultuyu alıyormuşuz. 7 kişiyi kurtarmak bizi çok mutlu etti. Sonrasında 2 metre ileride bir metre sağda, 5 metre ileride 2 metre sağda gibi konum vererek diğer enkazlarda çalışmalara devam ettik.”
Zamana karşı yarışta katkı sağladı, yetenekleri artacak
Yusuf Hayırlı, DAR’ın özellikle zamana karşı yarışta arama-kurtarma ekiplerine fayda sağladığını vurguladı.
Konumla hareket edildiği için çalışmalar sırasında depremzedenin zarar görmesinin önüne geçilmesinin de önemli bir katkı olduğunu dile getiren Hayırlı, “Sahada daha fazla DAR olsaydı belki daha fazla cana ulaşmak mümkün olacaktı.” dedi.
Depremlerdeki kullanımı sonrasında DAR’a yönelik ilgiye ilişkin sorular üzerine Hayırlı, “Döndükten sonra AFAD, AKUT, GEA gibi arama-kurtarma ekipleri, çeşitli şehirlerimizin itfaiyeleri görüşme talebinde bulundular. Kendileriyle demolarımızı yaptık, cihazımızın kullanımı konusunda bilgi verdik. Olumlu dönüşler var, görüşmeler de devam ediyor. Önümüzdeki dönemde DAR sayısının artacağını düşünüyoruz. Yerli ve milli cihazımızı arama-kurtarma ekiplerinin elinde görmek bizi mutlu edecektir.” diye konuştu.
STM’nin DAR’a yönelik devam eden çalışmalarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Hayırlı, şunları kaydetti:
“Terörle mücadele için tasarlayıp ürettiğimiz cihazımızı enkaz ortamında daha etkin nasıl kullanılırız, 3-4 duvarın değil de 5-6 duvarın arkasını nasıl görebiliriz arayışı içindeyiz. Çünkü dik duran, normal duran bir binada 22 metreye kadar tespit yapabiliyoruz ama deprem ortamında enkazın da nasıl yıkıldığına bağlı olarak bu mesafe düşüyor. 4, 5, 6 kat duvarlar üst üste gelmiş. Biz aradaki boşlukları kullanarak tespitlerimizi yaptık. Daha da geliştirerek 5 kat, 6 kat, belki daha üstü duvarlarda nasıl tespitler yapabiliriz, buna çalışacağız.”
Son yıllarda Türkiye’nin doğal afetlerle imtihanı artarak devam ediyor. Depremler, sel felaketleri, yangınlar gibi doğal afetler ülkemizi zor durumlarda bırakıyor. Bu yüzden, afetlere karşı ne kadar hazırlıklı olursak, o kadar az kayıp ve hasarla karşılaşma şansımız olacaktır. Bu nedenle, Türkiye’nin birçok noktasında deprem arama ve kurtarma ekipleri sürekli olarak hazır tutuluyor.
Bu ekiplerin en büyük yardımcısı ise duvar arkası radarlarıdır. Bu radarlar, deprem sırasında göçük altında kalan kişileri bulmada oldukça etkili bir araçtır. Son yıllarda yapılan çalışmalarla radarların güçlendirilmesi ve daha hassas hale getirilmesiyle, göçük altında kalan insanların daha hızlı bir şekilde bulunması mümkün hale gelmiştir.
Türkiye’de deprem bölgesi olan birçok ilde kullanılan duvar arkası radarlarının güçlendirilmesi için çalışmalar başlatılmıştır. İstanbul’da da bu konuda ciddi çalışmalar yapılmakta olup, İstanbul Kuşdili Sığınağı tesislerinde, Duvar Arkası Radar Eğitim Merkezi kurulmuştur.
Burada, depreme karşı hazırlık konusunda uzman eğitmenler tarafından kaliteli bir eğitim verilmektedir. Aynı zamanda, en son teknolojiye sahip cihazlarla donatılmış olan merkezde eğitmenler, deprem sırasında insanların daha hızlı ve etkili bir şekilde kurtarılması için radarların nasıl kullanılacağı konusunda eğitim vermektedir.
Yapılan çalışmalarla, duvar arkası radarların daha güçlü bir şekilde kullanılması hedefleniyor. Bu sayede, deprem sırasında göçük altında kalan insanların daha hızlı bir şekilde kurtarılması sağlanacak ve can kaybı ve hasarın minimum seviyeye indirilmesi hedeflenecektir.
Bu çerçevede, Türkiye’nin deprem bölgesi olan her yerinde, duvar arkası radarlarının daha etkin bir şekilde kullanılması için çalışmalar yapılması gerekmektedir. Böylece, deprem gibi doğal afetler karşısında kayıpların en aza indirilmesi sağlanabilir.
Sonuç olarak, duvar arkası radarlarının güçlendirilmesi ve daha hassas hale getirilmesi, deprem sırasında göçük altında kalan insanların kurtarılması açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu nedenle, Türkiye’de deprem bölgesi olan her yerde, duvar arkası radarlarının güçlendirilmesi için çalışmaların hızlandırılması gerekmektedir. Bu sayede, deprem sırasında kayıpların en aza indirilmesi ve insanların güvenliği için gerekli adımlar atılmış olacaktır.