Dışişleri Bakanı, Lübnan ile İşbirliği İçin Hristiyanlık’ı Temel Alıyor
Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Péter Szijjártó, “Hristiyanlık, Macaristan ve Lübnan arasındaki işbirliği için sağlam bir temel oluşturuyor ve bu, mevcut güvenlik zorlukları göz önüne alındığında büyük önem taşıyor” dedi.
Bakan, Lübnan Hristiyan Partisi Free Patriotic Movement başkanı Gebran Bassil ile ortak bir basın toplantısında iki ülkenin bu yıl diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 60. yılını kutladıklarını hatırlattı.
Macaristan-Lübnan ilişkilerinin ciddi güvenlik zorlukları karşısında da büyük önem taşıdığına vurgu yapan Bakan, Orta Doğu’daki tehditlerin Avrupa üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu belirtti. Bakan ayrıca, Macaristan’ın bin yıldan fazla bir geçmişi olan Hristiyan devlet yapısına sahip olduğunu ve Lübnan’ın en eski Hristiyan topluluklarına ev sahipliği yaptığına dikkat çekti.
Bakan, “Lübnan’ın bulunduğu bölge neredeyse Hristiyanlığın beşiğidir, bu nedenle iki ülke arasındaki işbirliği, Hristiyan Macar dış politikasının sağlam bir temeli üzerine dayanmaktadır. Bu işbirliği, dünyada Hristiyanlara karşı duyulan kin ve saldırıların yeri olmadığını açıkça kabul eden bir tutumu desteklemektedir” dedi.
Bakan, son yıllarda hükümetin dünya genelinde 64 ülkedeki birçok Hristiyan topluluğuna destek sağladığını ve toplamda 400 rehabilitasyon ve geliştirme programını desteklediğini dile getirdi. Bakan, bu programlardan 38’inin Lübnan’da uygulandığını ve bunlardan belki de en büyük olanın ülkedeki 33 antik Hristiyan kilisesinin yenilenmesi ve restore edilmesi olduğunu vurguladı.
Bakan ayrıca, dünyadaki Hristiyanlara yönelik saldırıların yalnızca teröristler ve fanatiklerle ilişkilendirilmediğini, Batı’da dini değerlerin artan baskı altında olduğunu belirtti. Bakan, Beyaz Saray’ın bu “uyanık ideoloji” temelli liberal hareketlerin maddi kaynaklarını keserek bu yönde atılan adımlara olumlu baktığını ekledi.
Bakan, Lübnan’daki istikrar ve güvenliğin önemini vurgulayarak, bu durumun tüm Orta Doğu için sonuçları olduğunu ve bölgedeki istikrarın Avrupa’nın güvenliği için bir öncelik olduğunu belirtti. Bakan ayrıca, “Bu yüzden Lübnan ve İsrail arasındaki ateş kesiminin kararlı bir şekilde sürdürülebilir olması için çaba sarf ettik, çünkü bu bozulursa, Lübnan ve bölgedeki Hristiyan topluluklar için büyük zorluklar anlamına gelecektir” dedi.
Bakan, “Ve ayrıca Lübnan’ın Suriye’den yerinden edilmiş milyonlarca insanı barındırdığını ve bu finansal yükün yalnızca Lübnan tarafından karşılandığını, bu durumun kabul edilemez olduğunu” belirtti. Bakan, uluslararası toplumun, Suriye’deki koşulları yeniden şekillendirecek koşulları yaratma sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Lübnan’daki devam eden istikrar için önemli bir faktörün, milyonlarca Suriyeli topluluğun finansal ve ekonomik yükünün bu ülkenin omuzlarına yüklenmemesi gerektiğinin altını çizen Bakan, sözlerini noktaladı.
