Erguvan: Tarihi bir ilham kaynağı
İstanbul Boğazı’nın iki yakasında da yetişen, asaletin simgesi olan erguvan ağacı, doğanın eşsiz güzelliklerinden biridir. Nisan ortasından mayıs sonuna kadar doğaseverleri selamlayan bu ağaç, Güney Avrupa ve Batı Asya’nın da anavatanı olarak bilinirken, Türkiye’de Ege ve Marmara bölgelerinde sıkça görülmektedir.
Erguvana botanik özelliklerinden ziyade birçok anlam atfedilmiş olup, antik dönemlerden bu yana geniş bir tarihsel serüvene sahiptir. Birçok medeniyetin mitolojik hikayelerine ve efsanelerine konu olan erguvan ağaçları, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de önemli bir simge olmuştur. Bizans hükümdarları erguvan morunu kıyafetlerinde kullanırken, Osmanlı Devleti’nde ise erguvan baston yapımında kullanılmıştır.
Erguvan, Türk mutfağında da önemli bir yere sahiptir. Mor, leylak rengi ve pembe arası özgün bir renge sahip erguvan çiçekleri, salatalara renk ve lezzet katmak için kullanılırken, aynı zamanda erguvan çiçeklerinden şerbet de yapılmaktadır.
İstanbul’da erguvan üzerine birçok eser kaleme alınmıştır ve bu ağaç sanatla, kültürle uğraşan herkese ilham vermektedir. Erguvan İstanbul Gönüllüleri Başkanı Hüseyin Emiroğlu, erguvanın İstanbul ile tabiat ilişkisini gençlere aktarmak gerektiğine inanmaktadır. Ayrıca İstanbul’un farklı çiçekli bitkilerle süslendiğine dikkat çeken Emiroğlu, bu çiçeklerin genç nesillere tanıtılması gerektiğini belirtmiştir.
Erguvan zamanında İstanbul Boğazı’nda bir tur yaparak bu eşsiz güzellikleri görmek için bütün doğa severleri davet eden Emiroğlu, erguvan farkındalığını artırmak adına tohum dikme kültürünün yaygınlaştırılmasını önermektedir. Erguvanın güzellikleri ve anlamıyla tanışmak için bu eşsiz ağacın ihtişamını yaşamak, İstanbul’u ve doğayı daha yakından keşfetmek adına harika bir fırsattır.
