
Eski Başbakan Gyurcsány, 15 Mart’ta anti-Orbán muhalefetini birleştirmeyi hedefliyor.

15 Mart milli bayramı “muhalifin vatansever mücadelesinin bir öncüsü, yeni bir Macar cumhuriyeti için muhalefetin birlikte yapılan yürüyüşü olmalıdır,” Demokratik Koalisyon’un (DK) lideri Ferenc Gyurcsány, partisinin kongresinde söyledi. Gyurcsány, kongrede parti başkanı olarak yeniden seçildi ve Csaba Molnár ise yardımcı başkan olarak seçildi.
“15 Mart, ortak vatanımız, cumhuriyet ve vatansever görevlerimiz hakkındadır ve bir partiye veya diğerine ait değildir; muhalefetteki vatansever muhalefete, Başbakan Viktor Orbán’a karşı olan demokratlara aittir,” dedi Gyurcsány. “Her muhalif temsilcinin, diğerlerine ulaşma görevi vardır… ve burada her türlü partiçilik için yer yoktur,” diye ekledi.
Gyurcsány, partisinin “iyi bir insan olup olmadığınızı belirleyen şeyin refahınız olmadığı, vatanınızı saygı ve sevgiyle saygı gösterip göstermemeniz ve onun iyi bir vatandaşı olup olamayacağınız” bir dünya inşa edeceğini söyledi. “Kırsal bölgelerdeki postaneleri ve bankomatlari, yüz binlerce ve milyonlarca insanın yaşayabileceği tek dünya olan geleneksel dünyayı kurtarmamız gerekiyor,” dedi.
Bu arada, Gyurcsány, ABD Başkanı Donald Trump’ın “yeni bir kötülüğün kişileşimi” olduğunu söyledi. Gyurcsány, “Dünyayı zor ile değiştirmeye çalışabilirsiniz, ancak bunun büyük bir bedeli olacaktır… Bu bedel her zaman kalabalık tarafından ödenir ve iktidardakiler hayatta kalacaktır,” dedi.
“Grönland’ın benim olduğunu, Panama’nın benim olduğunu, Orta Avrupa’nın geleceği için büyük devlet olduğumuzu, Ukrayna’nın benim olduğunu ve Tayvan’ın yine benim olduğunu söyleyebilirsiniz, ancak bu, dünyada birkaç on yıl boyunca nispeten sakinlik yaratabilen bir dünya düzenini devirmeye yol açacaktır,” dedi. Gyurcsány ayrıca Başbakan Viktor Orbán’ın “geleceğin anahtarı olarak gücün değil ortaklığın görüldüğü büyük güçlerin ardında ülkeyi teslim edeceğini” söyledi.
DK, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşının “cinayet savaşı” olduğunu düşünen seçmenleri, güçlü bir Avrupa, hukukun üstünlüğü ve demokratik bir cumhuriyet isteyen seçmenleri, “sınırın ötesindeki insanların oy haklarında bir sorun olduğunu düşünen ve ‘siyasi Katolikliği’ reddeden seçmenlerini temsil ediyor,” dedi Gyurcsány.




