Evren düşündüğümüzden farklı görünüyor olabilir
Bilim insanları, ilk kez 1922’de formüle edilen, evrenin “çok geniş ve hiçbir dikkate değer özelliği olmayan” geniş bir alan olduğu şeklindeki temel modeli inceleyecek. Londra Kraliyet Cemiyeti’nde gerçekleşecek toplantıda geleneksel görüşü çürüten ve evrenin “dengesiz” yapısını ortaya koyan bulgular tartışılacak.
Gezegenlerin, yıldızların veya galaksilerin bulunduğu düzlemin çok ötesinde evrenin bütününe bakacak olursanız hiçbir dikkate değer özelliği olmayan büyük bir genişlik görürsünüz. En azından geleneksel görüş budur. “Her şeyin her yerde aynı görünmesi” ilkesi, büyük patlamayı ve evrenin 13,7 milyar yıl içinde nasıl geliştiğini açıklamayı amaçlayan standart kozmoloji modelinin temel direğidir.
“YA TEMEL VARSAYIM YANLIŞSA?” Ancak bu hafta dünyanın önde gelen kozmologlarından bazıları Londra Kraliyet Cemiyeti’nde şu soruyu sormak için toplanacak: Ya bu temel varsayım yanlışsa? Oxford Üniversitesi’nden kozmolog ve toplantının organizatörlerinden Profesör Subir Sarkar’a göre bir dizi astronomik gözlem geleneksel görüşe meydan okuyor. Sarkar, “Kozmolojide ilk kez 1922’de formüle edilen bir modeli kullanıyoruz. Elimizde harika veriler var ancak teorik temelin son kullanma tarihi geçmiş durumda. Giderek daha fazla insan bu fikre karşı çıkıyor ve bunlar saygın gökbilimciler” diye konuştu.EVRENE DAİR BİLİNENİN ÖTESİNE GEÇMEK Konferans, son anormal bulguların arkasındaki bilim insanlarından bazılarını bir araya getiriyor. Bunlar arasında evrenin bazı bölgelerde diğerlerinden daha hızlı genişlediğini öne süren gözlemler, gece gökyüzündeki devasa yapılara dair ipuçları ve kozmik akışlara (geleneksel teorilerle kolayca uyum sağlanamayacak ölçekte devasa göksel madde nehirleri) dair kanıtlar yer alıyor. ABD Deniz Gözlemevi’nden ve Sarkar’la birlikte çalışan Doktor Nathan Secrest, evrenin “dengesiz olduğu” olasılığını artıran bulgular sunuyor.“GELENEKSEL GÖRÜŞE DİN MUAMELESİ YAPILIYOR” Ekip, 1 milyondan fazla kuasardan oluşan bir kataloğu analiz ettikten sonra, gökyüzünün bir yarım küresinin diğerine göre yaklaşık yüzde 0,5 daha fazla kaynağa ev sahipliği yaptığını buldu. Bu çok büyük bir tutarsızlık gibi görünmeyebilir ancak Sarkar’a göre eğer doğrulanırsa, evrenin baskın bileşeni olduğu varsayılan “karanlık enerjinin” temelini zayıflatacak. Sarkar, “Bu, evrenin üçte ikisinin yok olduğu anlamına gelir” diye konuştu. Bilim insanlarına göre standart kozmoloji modeline olan inanç o kadar derinlere kök salmış durumda ki bilim camiası ona “din” muamelesi yapıyor.
Evren, insanların zihninde genellikle birçok farklı şekilde hayal edilen bir kavramdır. Bilim kurgu filmlerinde ve kitaplarında sıkça karşılaştığımız gibi, evren genellikle sonsuz bir uzayı ve içinde farklı gezegenleri, yıldızları ve galaksileri içeren bir yapı olarak tasvir edilir. Ancak, gerçeklikte evren, insanların hayal ettiğinden çok daha farklı ve karmaşıktır.
Evren, milyarlarca yıldızdan oluşan devasa bir yapıdır ve insanların birçoğu için zihinlerin sınırlarını aşan bir kavramdır. Evrenin boyutu ve karmaşıklığı düşündüğümüzden çok daha büyüktür ve anlamak ve kavramak oldukça zordur.
Evrenin en büyük özelliği, sürekli genişliyor olmasıdır. Bilim insanları, evrenin Big Bang adı verilen büyük patlama ile başladığını ve o günden bu yana sürekli genişlediğini düşünmektedir. Bu genişleme süreci, evrenin her yerindeki yıldızları ve galaksileri daha da uzaklaştırarak, sonsuz bir uzay yaratmaktadır.
Ayrıca, evrenin büyük bir kısmı karanlık madde ve karanlık enerji adı verilen gizemli ve henüz tam olarak anlaşılamayan bir madde tarafından kaplıdır. Bu gizemli maddeler, evrenin büyümesini ve genişlemesini etkileyen önemli unsurlardır ve henüz bilim insanları tarafından tam olarak anlaşılamamıştır.
Evrenin farklı boyutları ve karmaşıklığı, insanların hayal gücünü aşan bir yapıya sahiptir. Ancak, evrenin keşfedilmesi ve anlaşılması için bilim insanları sürekli olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Gelecekte daha fazla bilgi ve teknoloji ile evrenin sırlarını çözecek ve bize daha fazla bilgi sunacaktır.
Sonuç olarak, evren düşündüğümüzden çok daha farklı ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Bilim insanları, evrenin sırlarını çözmek için çalışmalarını sürdürerek, insanlara daha fazla bilgi sunacak ve evrenin gerçek doğasını daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.