Kazakistan’ın Küresel İmajını Nasıl Yükseltebildiği: Dijital Diplomasi
Dijital Diplomasi ve Kazakistan’ın Güçlü Ülke Markası Oluşturmak İçin Nasıl Kullanabileceği
Dijital Diplomasi nedir ve Kazakistan bunu nasıl kullanarak sürdürülebilir ve güçlü bir ülke markası oluşturabilir? Zorunlu dijitalleşme süreci, elçiliklerin, diplomatların, dışişleri bakanlıklarının ve diğer paydaşların çalışmalarını yeni bir kalitatif seviyeye nasıl taşıyabilir? Bu, teknoloji dünyasına meraklı genç bir diplomat olarak beni derinlemesine incelemek için bir arayışa yönlendiren sorulardır.
Mevcut gerçekliklerde, bir diplomatın rolü yeni jeopolitik ve teknolojik bağlamlara uyum sağlamak için evriliyor. Diplomatik topluluktan birçok uzman, günlük olarak “Dijplomasi” veya “eDiplomasi” adı verilen araçlardan yararlanıyor, Zoom üzerinden müzakereler yapmaktan farklı platformlarda profesyonel sosyal medya hesaplarını etkin bir şekilde yönetmeye kadar. Ancak genellikle, ülkenin imajını tanıtma konusundaki önem ve faydalarını tam olarak kavramadan doğal olarak gerçekleşir. Bütün diplomatlar, dijital araçları tam anlamıyla kullanmak için bütüncül ve sürdürülebilir bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır.
Oxford El Kitabı’nda belirtildiği gibi, dijital diplomasi, dışişleri bakanlıkları ve uluslararası kuruluşların, birbirleriyle ve genel kamuoyuyla iletişim kurmaları, diplomasi yapmaları ve dış politika hedeflerini ilerletmeleri için dijital teknolojileri, sosyal medya ve diğer çevrimiçi platformları, sanal iletişim kanallarını ve metaversi kullanmalarını ifade eder.
Neden Kazakistan için önemli? Ülkemiz, köklü geleneksel değerleri büyüyen dijitalleşme, lojistik, yatırım ve daha fazlası alanlarında güçlenen eşsiz bir ülkedir. Doğu ve Batı’yı birleştiriyor, Avrasya transit merkezi olarak hareket ediyor, küresel e-devlet gelişim endeksinde 24. sırada yer alıyor ve daha pek çok özelliği bulunmaktadır. Ancak bazen modern dijital gerçekliklerde zaferlerimizi ifade etmede zorlanıyoruz. Ve eDiplomasi, modern diplomatlar olarak hoparlörümüz olabilecek anahtarlarından biri olabilir.
Diğer ülkelerin deneyimlerine bakıldığında, cesur bir eDiplomasi girişiminin ilk örneklerinden biri İsveç tarafından 2007 yılında gerçekleştirildi. Ülkenin büyükelçiliğini Second Life (çoklu oyunculu sanal dünya) üzerinde yeniden oluşturdu. Kısa bir süre devam etmesine rağmen, bu inisiyatif, devletin imajını ve kültürünü sanal gerçeklikte tanıtmak için değerli bir örnek oluşturdu.
Fransa da dijital diplomasiyi benimsemiş ve Dijital İşler için Büyükelçi atamıştır. 2018’den beri Henri Verdier, Fransa’nın çabalarını yönetmekte ve koordine etmekte, dijital stratejilerin uluslararası ilişkileri nasıl geliştirebileceğini göstermektedir.
Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü, genç kitlelere ulaşmayı amaçlayarak TikTok ile işbirliği yapmış ve kullanıcılara sağlıkla ilgili bilgiler ve pandemi sırasında alınması gereken önlemler konusunda eğitici içerikler sunmuştur.
Benzer şekilde, Uluslararası Nükleer Silahların Yasaklanması Kampanyası (ICAN), genç aktivistler, diplomatlar ve akademisyenleri kapsayan çeşitli bir kitleye ulaşmak için TikTok’u aktif olarak kullanmaktadır ve nükleer silah tehdidinden arınmış bir dünyaya yönelik paylaşılan bir vizyonla bir araya getirmektedir.
TikTok’un eşsiz çekiciliği, eğitici içeriği dinamik ve ilgi çekici bir şekilde sunma yeteneğinde yatmaktadır, ciddi konuları yaratıcı ve erişilebilir bir yaklaşımla harmanlayarak. Bu ve diğer platformlar sadece bir şeyler söylemek için değil, aynı zamanda özellikle gençlik seslerini dinlemek ve anlamak için de kullanılabilir.
Araştırmacılar Corneliu Bjola, Ilan Manor, diplomasinin fiziksel ve sanal etkileşimlerin bütünleştiği, tamamlayıcı ve birbirlerini güçlendirdiği bir yeni aşamaya gireceğini savunmaktadır.
Dünya çapındaki diplomatlar sadece dijital çağa uyum sağlamakla kalmamalı, aynı zamanda uluslararası meslektaşlarından daha iyi bir standart belirlemeye çalışmalıdır. Kazakistan’ın zengin yetenek havuzuyla, ülkenin diplomatlar ve diğer profesyoneller için dijital araçlar konusunda uzmanlaşmış eğitimler sunarak yumuşak gücünü ve hikaye anlatıcılığını kullanma fırsatı vardır. Bu ekipler iyi donatıldığında, bir sonraki adım, dijital diplomasiye odaklanan özel bir departman veya birim kurmaktır.
Yumuşak hikayeler oluşturmanın ve görsel çalışmalar yapmanın yanı sıra, çalışanlara yanlış bilgiyi engelleme tekniklerini, derin taklitleri tespit etmeyi ve temel siber güvenlik uygulamalarını anlama konusunda eğitim verilmesi önemlidir.
Son bir araştırmaya göre, katılımcıların yalnızca %61’i gerçek ve üretilmiş resimler arasındaki farkı ayırt edebilmiştir. Araştırmada, 260 katılımcıya 20 etiketlenmemiş resim verilmiş; bunlardan 10’u Google aramalarından elde edilen gerçek kişilerin resmi, diğer 10’u ise iki yaygın olarak kullanılan yapay zeka programı tarafından üretilmiştir.
Sonuçlar her zaman ciddi görünmese de, derin taklitler dış ilişkiler ve politikada önemli riskler oluşturabilir. Memurların, bu tehditleri etkili bir şekilde tanımlaması ve ele alması için uygun eğitim almaları gerekmektedir.
Diğer yandan, Kazakistan, küresel imajını artırmak için AI görüntü ve video üretiminin potansiyelinden yararlanma fırsatına sahiptir. Ülke, zengin göçebe mirası ve etkileyici doğal manzaralarına odaklanarak Instagram ve TikTok gibi platformlar için etkileyici içerikler oluşturabilir. Teknoloji evrildikçe, bireysel yaratıcılar kendi başlarına pek çok yaratıcı çalışma üreteceklerdir – o zaman diplomatlar, ülkelerini benzersiz kılan unsurları derinlemesine anlama konusundaki bilgileriyle neden dünyaya Kazakistan’ı tanıtmada öncülük etmesinler? Bu ve diğer yaratıcı eDiplomasi yaklaşımları keşfedilmeli ve kademeli olarak uygulamaya konulmalıdır.
Dünya olağanüstü bir hızla değişirken, Kazakistan dijital ivme kazanmalı, sesini yükseltmeli, kültürel bağlantıları geliştirmeli ve küresel yenilik sahnesinde örnek olmalıdır. Cesur ve amaçlı bir şekilde hareket etme zamanı geldi.
