Kırgız Bölgesinde Heyelan ve Sel Felaketleri Nedeniyle Olağanüstü Hal İlan Edildi
Rusya, son bir yılda hem Ukrayna’ya karşı kışkırtılmamış savaşı hem de kendi vatandaşlarına yönelik muamelede insan haklarına açıkça saygısızlık göstermeye devam etti, ABD Dışişleri Bakanlığı son insan hakları raporunda belirtti. Bu son rapor aynı zamanda İran’ın teokratik rejiminin işlediği suistimalleri ve Taliban’ın Afganlar’a karşı kötü muamelesini – özellikle kadınlar ve kızlara yönelik ayrımcılığını vurguluyor.
Rapora göre, Rus askerleri birçok kötü muamele ve vahşet işlemeye devam etti, bazıları savaş suçlarını içeriyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve çocuk hakları komiseri Maria Lvova-Belova hakkında Ukraynalı çocukların zorla Rusya’ya sürülmesindeki rolleri nedeniyle tutuklama emri çıkardığı raporda belirtiliyor.
Rapora göre, “Ukrayna’daki Rus kuvvetleri tarafından Rusya’nın sivilleri öldürme, yaralama ve yıkıcı sivil altyapıyı hasara uğratma dahil olmak üzere özet infaz, işkence, tecavüz ve saldırılar yoluyla savaş suçları, sivillerin zorla sürgünü veya transferi ve Ukraynalı çocukların zorla bakım yurtlarına yerleştirilmesi veya evlatlık edilmesini içeren savaş suçları olduğuna dair inandırıcı raporlar vardı.”
Evde, Rusya yetkilileri muhalefete ve bağımsız ifadeye karşı baskıyı artırmaya devam etti, politik muhalifleri ve anti-savaş protestçıları hapsederek, medyayı kısıtlayarak, birçok kişiyi çevrimiçi fikirlerini ifade etmekten dolayı yargılayarak ve devlet dışı kuruluşları zorla kapatılarak.
Rusya’da, diğer sayısız insan hakları ihlallerinin yanı sıra, keyfi veya yasa dışı öldürmeler, zorla kaybolmalar, yönetim tarafından yaygın işkence veya zalim veya küçük düşürücü muamele, aşırı ve yaşamı tehdit eden cezaevi koşulları, keyfi tutuklama veya gözaltı, ve yargıçların bağımsızlığıyla ilgili ciddi sorunlar da vurgulanmıştır.
İran’da Sert Cezalar Veriliyor
İran’da da acımasız insan hakları ihlalleri devam ediyor ve hatta kötüleşiyor, raporda belirtildi. Kadınlar ve marjinal topluluk üyeleri rejimin insan hakları ihlallerinin ve suistimallerinin ana hedefi olmaya devam ediyor. Mahkumlara, özellikle uydurma veya haksız nedenlerle idamlar da dahil olmak üzere sert cezalar veriliyor.
Rapora göre, “Kadınlar, zorunlu giyim kodunu uygulamak için artan yöntemlerle ayrımcılığa maruz kaldı ve bu da sivil itaatsizlik eylemlerine yol açtı.” 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin 2022 Eylül’ünde ahlak polisi nezaretinde ölümü üzerine başlayan uzun protestolar sırasında birçok kişinin kaybolduğu bildirildi.
İran’da idam edilen kişi sayısı, bazılarının siyasi muhalifler olduğu 2022’ye kıyasla geçen yıl % 34 artarak 798 kişiye yükseldi.
Raporda, “Hükümet sık sık siyasi muhalifleri belirsiz suçlarla suçladı, bazıları idam cezası getiren, örneğin ‘devrime karşı davranış,’ ‘yer yüzündeki yolsuzluk,’ ‘küresel kibirle taraf olma,’ ‘Tanrı’ya karşı savaşma’ ve ‘İslam’a karşı suçlar’ gibi,” ifadelerine yer verildi.
İran rejimi ayrıca sınırları dışında ciddi ihlallere imza atmaktadır. Bunlar, Suriye hükümeti, Irak’taki İran yanlısı milis grupları ve Yemen’deki Husi gerillaları tarafından bölgede terörist gruplar tarafından işlenen suistimallerin kolaylaştırılması olarak sayılabilir. Belgede ayrıca yasadışı askerî çocuklarının işe alımı veya kullanımı da vurgulandı.
Afganistan’da Sistematik Kötü Muamele, Ayrımcılık
Afganistan’da, ABD öncülüğündeki güçlerin aceleci çekilmesinin ardından 2021 Ağustos’unda iktidara dönen Taliban, kadınlar ve kız çocuklarının Afganistan’da sistematik kötü muamelesine ve ayrımcılığa başvurdu.
Blinken, “Afganistan’da Taliban, kadınlar için iş imkanlarını kısıtladı, kız çocuklarını eğiten kurumları kapattı ve ‘ahlaka aykırı davranış’ suçlamasıyla kadınlara ve erkeklere karşı artan kırbaçlama uyguladı” dedi.
Rapora göre, Taliban yetkilileri “kadınları kamusal yaşamdan silen” etkili 50’den fazla yasa düzeni çıkardı.
Belgede, hem Taliban hem de şu anda en büyük düşmanları olan IŞİD grubunun “insan hakları ihlallerinden sorumlu olanlar için yasal dokunulmazlık ve hukukun üstünlüğü konusundaki sürekli ve yaygın ihmal olduğu” belirtildi.
ABD ve Avrupa Birliği tarafından terörist bir örgüt olarak nitelendirilen Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e saldırısıyla başlayan Gazze’deki devam eden savaşa atıfta bulunarak, rapor, “Hamas ve İsrail tarafından ciddi suistimallerin yapıldığını” belirtiyor.
Bu suistimaller, yasadışı veya yaygın sivil ölümler ve yaralanmaları, zorla kaybolmalar veya kaçırılmaları, işkenceyi ve “gazetecilere karşı şiddet veya tehditleri” içeriyor.
