Macaristan’ın AB Veto Tehdit Altında: Almanya’nın AB’deki Macaristan etkisini zayıflatma planı!
Avrupa Birliği ile Macaristan arasındaki ilişkiler son yıllarda giderek gerginleşti. AB, Macar hükümetini yargı bağımsızlığını zayıflatmak, basın özgürlüğünü sınırlamak ve hukuk devletini zayıflatmakla eleştirmiş, Macar hükümeti ise AB tedbirlerinin meşruiyetini sürekli olarak sorgulamıştır. Ancak şimdi Almanya’nın yeni hükümeti, Macaristan’a karşı daha öncekinden daha güçlü bir eylem çağrısında bulunuyor ve ülke için ciddi sonuçları olabilecek araçlar kullanmayı planlıyor.
Friedrich Merz’in CDU’su ve SPD arasındaki Alman koalisyon görüşmeleri sırasında sızdırılan belgelere göre Berlin, Macaristan’a karşı daha sert bir AB yaptırım politikası öneriyor. Bu, Macaristan’a AB fonlarını tutma ve hatta oy kullanma haklarını kısıtlama gibi önemli sonuçları olabilecek bir adımı içerebilir. Önerilen bu plana göre AB’nin, AB prensiplerine düzenli olarak aykırı davranan ülkeler karşısında daha hızlı ve daha tutarlı bir şekilde hareket etmesi gerektiği öne sürülmektedir.
Alman koalisyonunun (Friedrich Merz’in muhafazakarları ve SPD) savunduğu en önemli araçlardan biri AB mali desteğinin tutulmasıdır. Avrupa Komisyonu, Macaristan’a yönelik hukuk devleti ve yolsuzluk endişeleri nedeniyle 2022’ye kadar yaklaşık 22 milyar avro tutarında AB fonunu askıya almıştır. Bu miktarın üzerindeki 10 milyar avro daha sonra serbest bırakılmış, Brüksel’de hararetli bir tartışmaya neden olmuştur. Alman koalisyonunun taslak anlaşması, bu tür yaptırımların daha tutarlı bir şekilde uygulanması gerektiğini ve Macaristan’ın AB’nin belirlediği koşulları karşıladığı takdirde ancak AB fonlarına erişebileceğini savunmaktadır.
Macaristan’ın veto hakları ne olacak?
Alman koalisyon hükümetinin bir diğer önceliği, düzenli olarak AB kararlarını engelleyen üye devletlerin yetkisini azaltmaktır. Macaristan son yıllarda özellikle Rusya’ya karşı yaptırımlarda sık sık veto hakkını kullandı ve bu durum AB’de ciddi gerginliğe neden oldu.
Almanya, AB’nin dış ve güvenlik politikasında nitelikli çoğunluk oylamasını getirmeyi planlıyor, bu da Macaristan gibi tek bir ülkenin AB kararlarını engellemesini engelleyecektir. Bu değişiklik uygulanırsa, Macar hükümetinin Rusya’ya karşı yaptırımlar gibi AB ortak kararlarını tek başına engelleme yeteneğini kaybedecektir.
Macaristan hükümetinin oy kullanma haklarının askıya alınması ise başka bir tartışmalı konudur. AB’nin kurucu antlaşması, bir üye devletin AB prensiplerini sürekli ve ciddi olarak ihlal etmesi halinde, o üyenin AB Konseyi’ndeki oy kullanma yetkisini kaybedebileceğini öngörmektedir. Bilinen Article 7 olarak bu süreç henüz tam olarak uygulanmamış olmasına rağmen, Alman koalisyon hükümetinin taslak anlaşması, AB’nin bu seçeneği daha etkin bir şekilde kullanması gerektiği önerisinde bulunmaktadır.
Eğer Macaristan’ın oy kullanma hakları gerçekten askıya alınırsa, Orbán ve Macar hükümeti, AB’deki önemli kararlarda söz sahibi olamayacaklar ve politik manevra alanları ciddi şekilde sınırlandırılmış olacaktır. Bu, AB’nin bir üye devlete uygulayabileceği en ciddi yaptırımlardan biri olacaktır.
Macaristan’ın AB’deki geleceği
Alman hükümetinin yeni stratejisi sadece Macaristan’a değil, AB geneline odaklanmış durumda, çünkü Berlin Avrupa siyasetinde daha etkin bir rol oynamayı amaçlıyor. Almanya, Fransa-Almanya-Polonya işbirliğine dayanarak etkisini güçlendirmeyi ve AB politikasının ana şekillendiricisi olmayı hedefliyor.
Bu gelişmeler Macaristan için ciddi sonuçlar doğurabilir. Macar hükümeti bugüne kadar AB kurumları etrafında başarılı bir şekilde manevra yapmış ve birkaç kez kendisine zarar verebilecek kararları engelleme veya ertelemenin yolunu bulmuştur. Ancak Alman önerileri uygulanırsa, Macaristan’ın AB karar alma süreçlerindeki etkisi önemli ölçüde azalabilir.
Yaklaşan aylar Macar hükümeti için hayati öneme sahip olacak. Eğer Berlin gerçekten AB’yi daha sert tedbirler almaya ikna ederse, Macaristan’ı AB içindeki geleceği konusunda ciddi kararlar almaya zorlanacaktır.
