
Onlarca Yıldır Yaşanan Çatışmalardan Sonra Kıbrıs Nihayet Ortak Bir Zemin Bulabilir Mi?
Onlarca yıl süren çatışma ve bölünmenin ardından Akdeniz adası Kıbrıs, barış ve uzlaşma arayışında bir kez daha kritik bir dönemeçte. Yeniden birleşme görüşmelerinin yeniden başlatılması da dahil olmak üzere diplomatik çabaların son zamanlarda yeniden canlanması, iki tarafın nihayet ortak bir zemin bulabileceği ve uzun süredir devam eden anlaşmazlığa kalıcı bir çözüm bulabileceği yönünde temkinli bir umut uyandırdı.
Kıbrıs, Yunanistan’ın desteklediği askeri darbenin Türk işgaline ve ardından adanın kuzey kesiminin işgaline yol açtığı 1974 yılından bu yana bölünmüş bir adadır. Çatışma, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk toplumları arasında derin yaralar ve onlarca yıldır süren güvensizlik bıraktı ve anlaşmazlığı çözmeye yönelik çok sayıda girişim, sonuçta kapsamlı ve sürdürülebilir bir barış anlaşmasına varmak konusunda yetersiz kaldı.
Ancak son yıllarda diyalog ve uzlaşma yönünde yeni bir çaba ortaya çıktı. 2015 yılında iki toplumun liderleri arasında görüşmeler başlatıldı ve ilerleme yavaş ve zaman zaman çekişmeli olsa da, bir atılım için doğru zamanın gelebileceğine dair artan bir his var.
Bu yenilenen iyimserliği yönlendiren temel faktörlerden biri, müzakerelere başlama isteğini dile getiren ve çatışmaya iki devletli çözüm çağrısı yapan Kıbrıs Türk toplumunda yeni cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın seçilmesidir. Bu durum, iki tarafın ortak bir zemin bulabileceği ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir anlaşmaya varabileceği yönünde temkinli bir iyimserliğe yol açtı.
Bir diğer cesaret verici gelişme ise Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik uluslararası desteğin artmasıdır. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer kilit paydaşların tümü, iki tarafın anlaşmazlığa barışçıl ve sürdürülebilir bir çözüm bulmasına yardımcı olma kararlılığını dile getirdi. Bu seviyedeki uluslararası destek ve katılım, barış sürecini ileriye taşımak için gerekli ivme ve kaynakların sağlanması açısından hayati öneme sahiptir.
Ancak bu olumlu işaretlere rağmen, Kıbrıs’ta kalıcı barışın sağlanması için hâlâ çözülmesi gereken önemli sorunlar var. Adanın gelecekteki yönetimi, adada konuşlanmış binlerce Yunan ve Türk askerinin durumu ve mülklerinin yerinden edilmiş vatandaşlara iadesi gibi önemli konuların tümü, müzakerelerde önemli engeller olmaya devam ediyor.
İşleri karmaşıklaştıran bir diğer faktör ise Akdeniz’de önemli açık deniz doğal gaz rezervlerinin keşfedilmesidir; bu durum, her iki tarafın da bu değerli kaynaklar üzerinde kontrol sahibi olmak için rekabet etmesi nedeniyle çatışmaya yeni bir boyut katmıştır.
Kıbrıs’ta barışa giden yol hâlâ zorluklarla dolu ve önümüzdeki aylarda ve yıllarda aşılması gereken çok daha fazla engel olması muhtemel. Ancak müzakerelerin yakın zamanda yeniden başlaması ve anlaşmazlığın çözümüne yönelik artan uluslararası destek, temkinli bir iyimserliğe neden oluyor.
Sonuçta Kıbrıs halkı birlik, barış ve müreffeh bir ülkede yaşamayı hak ediyor. Onlarca yıl süren bölünme ve çatışmanın ardından, ortak bir zemin bulma ve Kıbrıs anlaşmazlığına kalıcı bir çözüme ulaşma umudu, mutlaka değerlendirilmesi gereken bir fırsattır. Her taraftan devam eden bağlılık, diyalog ve iyi niyetle, Kıbrıs halkının sonunda tarihinin bu uzun ve acı dolu sayfasını çevirebileceğine dair umut var.