
Orta Asya’nın Köprü Olmanın Ötesindeki Önemi: Oxford Tarihçisi Araştırıyor

Merkezi Asya, tarih boyunca küresel ilişkilerin şekillenmesinde kritik bir rol oynamıştır ancak Peter Frankopan, The Astana Times’a verdiği röportajda, her zaman sadece diğer insanlar arasında bir köprü olarak görülmesi gerekmediğini söyledi. Frankopan, dünya tarihi ve İpek Yolları üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan bir İngiliz tarihçisi, profesörü ve yazardır.
Frankopan, Akdeniz, Rusya, Orta Doğu, İran, Orta Asya, Çin ve ötesindeki siyasi ve tarihsel çalışmalar üzerine çalışıyor. Oxford Üniversitesi Worcester College’da küresel tarih dersleri veren İngiliz tarihçi, 2015 yılında yayımlanan “The Silk Roads: A New History of the World” adlı uluslararası en çok satan kitabın yazarıdır. Bu eser, The Daily Telegraph’ün 2015 Tarih Kitabı ve son 40 yılda Çinceye çevrilen en etkili 25 kitaptan biri seçilmiştir
Yeni yayımlanan “The Earth Transformed: An Untold History” adlı kitabında, Frankopan çevreyi ve iklimi ele alıyor ve bunların insan ve doğal geçmişi nasıl şekillendirdiğini inceliyor. Frankopan’a göre, Orta Asya’nın tarihsel önemi, kuzey ile güney, doğu ve batı arasında genetik, gıda, dil ve kültürel uygulamaların aktarılmasını kolaylaştıran bir kavşak olmasıdır. Ancak Frankopan’a göre, Orta Asya her zaman başkaları arasındaki bir köprü olarak görülmek zorunda değildir. Bu bölgenin kendi tarihlerini ve bunun son derece önemli olduğunu ifade eden Frankopan, bu tarihin ana itici gücü olarak sürdürüyor.
Orta Asya tarihindeki iki ana unsur olan şehirlerin kısa ve uzun mesafelerdeki bağlantı noktası olarak rolü ve çeşitli kaynakları temin etmedeki göçebe halkların önemli katkılarını tanımlayan Frankopan, bu unsurları küresel bağlantıların ana itici güçleri olarak nitelendiriyor.
Frankopan, Kazakistan’ın tarımının yanı sıra, genellikle dikkate alınmayan buğday ve sığır endüstrilerinin de bir o kadar önemli olduğunu vurguladı. Kazakistan’ın genellikle petrol, uranyum ve mineraller gibi sektorlerinin ekonomik önemini kabul etmesine rağmen, bu ülkenin tarımının genellikle gözden kaçırılan ve özellikle buğday ve sığır endüstrilerinin aşılmasında hayati bir rol oynadığını vurguladı.
Kazakistan’ın, Ukrayna’ya Rusya’nın savaşı sonrası karşı karşıya kaldığı birçok zorluk olduğuna işaret eden Frankopan, bu sonuçların bölgesel ekonomide yankılandığını söylüyor. Frankopan, Kazakistan’ın fosil yakıtlara yoğun bir şekilde bağımlı olmasının yanı sıra, dünya genelinde temiz enerjiye geçişi konusundaki tartışmalara dikkat çekiyor ve aynı zamanda Kazakistan’ın Hazar Denizi’ndeki petrol sahalarındaki etkisine ve enerji peyzajındaki daha geniş iş dağılımına dikkat çekiyor.
Özellikle kazak buğdaylarının oranının % 50’sine kadar düşmesi durumunda Kazakistan’ın su sıkıntısı yaşayabileceği öngörülen BM Kalkınma Programı’na göre, Frankopan, su güvenliğinin fosil yakıt üretiminin ötesinde iklim değişikliği konuları arasında en önemli konulardan biri olduğunu belirtiyor. Ünlü tarihçi su güvenliği konusunda bazı gerekliliklerin yerine getirilmesi konusunda uyarılarda bulunarak özellikle dikkat çekilmesi gerektiğini belirtiyor. “…herkes için, daha verimli olduğumuz bir durum.. Su toplama, bunu kullanma, ve israf etmeme . Dünya genelinde yetiştirilen gıdanın üçte biri atılıyor,” dedi.
Frankopan, dünya çapında birçok deneyime sahip insanları bir araya getirmek için Astana Club gibi etkinliklerin ne kadar önemli olduğunu vurguladı. “Sonunda, dinleyerek ve öğrenerek eğitirsin,” şeklindeki son sözleri ile noktaladı.