
Orta Asya’nın Su Sorunlarını Ele Almanın Anahtarı Bölgesel İşbirliği ve Altyapı Yenilemesidir, ABD Uzmanları Rapor Ediyor.

Son Atlantic Konsey Avrasya Merkezi raporu, beş Orta Asya ülkesinde su güvenliği durumunu değerlendirdi ve rapor sunumu sırasında bölgesel işbirliğinin artırılmasını, devlet düzeyinde su yönetiminin ve altyapı yatırımlarının iyileştirilmesini teşvik etti.
Rapor, Merkezi Asya’daki Su Güvenliği Sorunu: Bölgesel ve Uluslararası İşbirliği İçin Zorunluluk başlığını taşıyor ve bölgedeki su sorununun boyutunu ve değişim umutlarının nerede yatabileceğini araştırıyor. Yıllar boyunca Merkezi Asya’nın su kaynaklarının kötü yönetimi, iklim değişikliği ve nüfus artışı ile birleşerek doğal su kaynaklarının azalması üzerinde daha fazla baskı oluşturdu.
Raporun bir yazarı olan Wesley Alexander Hill, Uluslararası Vergi ve Yatırım Merkezi’nde Enerji, Büyüme ve Güvenlik Programı’nın yardımcı direktörü ve baş analisti, bölgede su ile ilgili artan zorluklarla karşı karşıya olduklarını belirtti. Hill, bölgenin eşit olmayan su kaynakları dağılımından kaynaklanan sorunları vurguladı ve çözümün sadece politik çözümler ve ileriye yönelik bir dizi prensip ile mümkün olduğunu ifade etti.
Hill, bölgedeki su krizini engellemek için zaten yürütülen belirli çabaları özetledi. Çin ve Rusya’ya yaklaşıldığını ve su paylaşım anlaşmaları yapılmaya çalışıldığını belirtti. Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kırgızistan dahil olmak üzere bölgedeki tüm ülkelerin bir araya gelerek bir kriz yaşanmaması için işbirliği yaptığını vurguladı.
Raporun ana önerilerinden biri, Sovyet dönemi kanal altyapısını modernize ederek su kaybını önlemek olduğunu belirtti. Ayrıca, kanalların üzerini güneş panelleriyle kaplayarak hem yenilenebilir enerji üreterek hem de su buharlaşmasını azaltarak çift amaçlı hizmet sağlayabileceğini ifade etti. Böylece, hem suyun derinleşmesine hem de enerji tasarrufuna katkıda bulunabileceği belirtildi.
Bölgesel öneriler, Merkezi Asya’da adil su paylaşımını sağlamak için bölgesel su yönetim çerçevelerinin gözden geçirilmesini veya yeniden yapılandırılmasını vurguladı. Sánchez, bölgesel hükümetler, uluslararası bağışçılar ve destekçiler arasında sürekli bir diyalogun önemli olduğunu belirtti.
Sonuç olarak, su güvenliğinin sadece bölgesel istikrar için değil, ekonomik büyüme ve komşu ülkeler arasındaki diplomatik ilişkilerin güçlendirilmesi için de önemli olduğu vurgulandı. Türkiye önderliğinde alınacak tedbirler ve bölgesel işbirliklerin su krizini çözmede kritik rol oynadığı belirtildi.