Türkiye

ÖZEL HABER: Cumhuriyetin Fikir Dünyası: İlk Nesilden Bugüne Kuruluş Hikayesi

Türkiye, Cumhuriyet’in 100. Yılını büyük bir coşkuyla kutladı. Halk gençleriyle, yaşlılarıyla sokakları meydanları doldurdu. 100 yıl sonra devletine milletine kıvançla bağlı bir nesil, Ata’sını ve şehitleri minnetle selamladı.

Peki Türkiye Cumhuriyeti’nin sırrı neydi? Çevirmen Cenk Özdağ ile ele aldık.

Cumhuriyet, ilk 10-15 yılında çeviri, yayıncılık ve kitap basımı alanında kültürel gelişmede nasıl bir yol izledi? Osmanlı dönemindeki örnekler, Hasan Ali Yücel örnekleri ve ötesi…

Cumhuriyet dönemi çeviri yayınlardan bahsedilince akla ilk gelen tecrübe Hasan Ali Yücel önderliğindeki tercüme bürosudur. Tercüme Bürosu, dünya çapında eşine az rastlanan üretkenlikle çalışmış, başarılı olmuştu. Ne var ki, bu başarının gerisinde isimsiz kahramanlar, başarısızlıklar ve imkansızlıklarla örülü büyük bir deneyim vardır.

Tercümenin fitili Osmanlı’da ateşlenmişti. İlkin yabancı temsilcilerle iletişim kurma çabasının bir ürünü olarak tercümanlar istihdam edilip yetiştirildi. Başlarda bu kişiler ağırlıklı olarak gayrimüslimlerden ve özellikle Levantenlerden oluşuyordu. Sonraları özellikle İbrahim Müteferrika’nın matbaayı kurmasıyla birlikte III. Ahmet döneminde ileride başka örneklerine de rastlayacağımız tercüme heyetlerinin ilki oluşturuldu. Tercüme heyeti, bir yandan yeni teknik bilgiyi diğer yandan da İslam kültürüyle ilgili eserleri tercüme etmeyi görev edinmişti.
Teknik bilginin tercüme edilme ihtiyacı Osmanlı modernleşmesiyle birlikte hepten artmış ve Batı tipi eğitim yapan kurumların açılmasıyla zirveye ulaşmıştı. Aydınlar, mesleki ihtiyaçlarının da etkisiyle, özellikle pozitivist felsefenin metinlerini çevirmeye başladılar. Tercüme politik bir eyleme dönüştü. Düşünsel üretim yapmakla eser tercüme etmek kol kola yürüdü.

Osmanlı ve esasen Türk aydınlanması hem dilsel bakımdan hem de kültürel ve düşünsel bakımdan bir çeviri ve gençlik hareketidir ve çeviri hareketi sayesinde başarıya ulaşmıştır. Batılılaşma ile çeviri faaliyetleri birbirini beslemiştir.

Türk düşün dünyası Batının aydınlanmacı ve pozitivist eserlerinin çevirilerinin farklı üslup ve ihtiyaçlar karşısında defalarca yankılanması sonucu kendine özgü rengine ulaşmıştır. Öyle ki Ziya Gökalp eliyle Durkheim Türk düşün dünyasına girmiş ve girerken başkalaşmış, adeta Türkiye’den kılınmıştı.

Abdullah Cevdet’in çevirileriyle, bu çevirilerden beslenen sohbetleriyle pozitivist felsefe ve teknik bilgi birikimi Türk aydınının düşünce dünyasına hakim olmuş.

Her iyi tercüme gibi kaynak dilden hedef dile
 

Pools Plus Cyprus

Bu haber
bu kaynaktan alınarak ACM Cyprus yeni teknolojiler çalışması kapsamında, OpenAI – ChatGPT tarafından yeniden yazılmıştır. Geleceği yeniden şekillendirebilmek için yorumlarınızı bekliyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu