Pamukkale’nin Şifalı Geleneklerini Keşfetmek
Türkiye, her mevsim ziyaretçilere çeşitli tatil seçenekleri sunmaktadır. Ülkenin en dayanıklı cazibelerinden biri, antik çağlardan beri bu coğrafyaya özgü olan ünlü Türk hamamı ve spa geleneğidir. Dünyanın en etkileyici manzaralarından biri olan Pamukkale’de bu banyo kültürünün keyfini sürmek, sadece bu olağanüstü destinasyonda bulunabilecek unutulmaz bir deneyimdir…
Denizli’ye yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan Batı Türkiye’deki Pamukkale, muhteşem kar beyazı travertenleri ve teraslı havuzlarıyla gerçek bir doğa harikasıdır. UNESCO Dünya Mirası Sitelerinden biri olan travertenler, sıcak, akvaryum mavisi renkteki havuzlarla noktalanmış bulutlarla kaplı bir alan gibi görünmektedir. Bu şifalı mineral sularında kendinizi batırın ve Pamukkale’nin büyüleyici güzelliğini yakından keşfedin.
Birçok kişi için bir hayal destinasyonu olarak kabul edilen Pamukkale, oksijen ve termal suların etkileşimi sonucu oluşan güzel kar beyazı travertenleri ile tanınmaktadır. Tarih ve doğanın mükemmel bir karışımı olan Pamukkale travertenleri, mineral sularıyla da iyileştirici özellikler sunmaktadır. Her yıl, dünya çapından insanlar bu etkileyici destinasyona akın ederek nefes kesen manzaraların ve gençleşme potansiyelinin cazibesine kapılmaktadır. Hassas yapısından dolayı çoğu traverten koruma altındadır. Yine de ziyaretçiler, küçük teras şeklindeki havuzlar içeren travertenlerin bazı bölgelerinde özgürce gezebilirler. Travertenlerin korunması için misafirler, içeri girmeden önce ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarmalıdır.
Pamukkale travertenlerine bitişik olan alanda yer alan etkileyici Hierapolis Antik Kenti de bu UNESCO Dünya Mirası Sitesinin bir parçasıdır. Yaklaşık 2500 yıl önce, Pergamon Kralı Eumenes II, travertenlerin görkemine hayran kalarak bölgede bir şehir inşa etmiştir. Pergamon’un efsanevi kurucusu Telephos’un karısı Hiera’ya ithafen inşa edilen kente Hierapolis adı verilmiştir. Edebiyatta Hierapolis, Kutsal Kent olarak anılmıştır ve bu son derece iyi korunmuş antik kentin büyüleyici atmosferi de bu unvanını kanıtlamaktadır. Antik tiyatrosu, tapınakları, anıtsal çeşmeleri, mezarları, agora ve jimnasyumu keşfederken, iki bin yıl önce var olan taş sokaklarda zaman yolculuğu yapacaksınız. Romalılar döneminde cehennemin girişi olarak kabul edilen Plutonium etrafında dolaşan hikayeler de oldukça etkileyicidir.
Hierapolis, travertenlerin etrafında büyüleyici varlığıyla uzun süredir iyileşme ve wellness için merkezi bir nokta olarak kabul edilmiştir. Tarihi boyunca Hierapolis, iyileştirici termal sularıyla tanınmıştır ve yüzyıllar sonra da bu antik kent, bu suların terapötik ve gençleştirici özelliklerini arayan ziyaretçileri çekmeye devam etmektedir. Antik sütunlar ve mermerler arasında yüzmek, eşsiz bir deneyimdir. Yıl boyunca 36 derece sıcaklıkta olan Antik Havuz olarak da bilinen bu havuzda yıkanan ünlü Kleopatra’nın, efsanevi Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın bir zamanlar havuzun sularında yıkandığına inanılmaktadır. Canlandırıcı termal suların keyfini çıkarın, antik kalıntılar arasında yüzün ve otantik ortamın tadını çıkarın.
Hierapolis’teki diğer dikkat çeken yapılar arasında Antik Tiyatro ve Hierapolis Müzesi bulunmaktadır. Tiyatro, mitolojik hikayeleri betimleyen benzersiz kabartmaları, görkemli sahne binası ve oturma basamaklarıyla Akdeniz havzasındaki Roma Dönemi tiyatroları arasından ön plana çıkmaktadır. Bu nefes kesen tiyatronun zirvesinde oturup saatlerce bölgenin tamamını tamamen sakinlik içinde gözlemlemek olağanüstü bir deneyimdir. Bir zamanlar saygın bir termal merkez olan Roma Hamamı, arkeoloji müzesi olarak kullanılmaktadır. Hierapolis Müzesi’nde, Laodikeia ve Tripolis gibi yakındaki kalıntılarda yapılan kazılarda keşfedilen heykellerin ve objelerin etkileyici bir koleksiyonunu bulacaksınız. Bu hazineler, traverten blok taşlardan inşa edilen etkileyici kubbeli Roma Hamamı yapıları arasında sergilenmektedir.
Fotoğraf: Türkiye’nin Türkmenistan Büyükelçiliği tarafından sağlanan
