Papa Francis, Son Biyografisinde Macaristan Ziyareti Hakkında Yazıyor
Papa Francis, Budapeşte ziyareti sırasında Başbakan Viktor Orbán ile bir araya geldi.
“Papa Francis’in son otobiyografisinde, Corriere della Sera gazetesinde yayınlanan alıntılarında belirttiği gibi, ‘Her şeyi standart hale getirmeyi amaçlayan Brüksel, Macaristan’ın özgünlüklerine saygı göstermek zorundadır,'” dedi.
Papa Francis, farklılıklar arasında uyumu ararken her halkın zenginliği, kültürü ve felsefesini korumanın önemine vurgu yaptı. İfade etti: “Budapeşte’de bunu konuştum, umarım sözlerim Başbakan Viktor Orbán ve Macaristan’ın benzersiz özelliklerine saygı duymadan birlik gerekliliğinin farkında olan Brüksel tarafından yankı bulmuştur.”
Papa, Roman Katolik Kilisesi’nin otobiyografik kitabı “Hayat: Tarihin İçinden Hikayem” 19 Mart tarihinde piyasaya sürülecek.
Vatikan muhabiri Fabio Marchese Ragona’nın arkadaşı olan Papa, kitapta Jorge Mario Bergoglio’nun yaşamını, Hiroşima’daki atom bombasıyla başlayarak COVID pandemisi dahil son 87 yıldaki önemli tarihi olaylar ile ilişkilendiriyor.
Papa Francis, Katolik Kilisesi’nin başı olarak ömür boyu hizmet etme konusundaki kararlılığını dile getirerek şunları söyledi: “İstifanın koşullarını görmüyorum.”
Papa, hükümete başladığı dönemde, onun hizmetini engelleyen ciddi bir fiziksel engel durumunda, istifasını kabul edecek olan Vatikan Devlet Sekreterliği tarafından saklanan bir istifa mektubunu imzaladığına dair bir belgeye rağmen, hiç ciddi bir şekilde istifa etmeyi düşünmediğini açıkladı.
Hastaneye yatışının ardından sağlık durumuyla ilgili endişeleri ele alırken Papa Francis, “Yakın bir tehlike yok; Allah’a şükür iyi sağlık durumundayım ve üzerinde çalışmam gereken birçok projem var,” diye teminat verdi.
Kitap, Papa’nın yaşamını kapsayarak ilginç detaylarını ortaya çıkarırken, kuzey İtalya’daki çocukluğunu, Arjantin’e göçünü ve Japonya’da misyoner olma arzularını açığa çıkarıyor. Yoksulları savunması nedeniyle komünist ya da marksist olarak etiketlense de,
Papa Francis, Hıristiyan toplumlar arasında mülkiyet paylaşımının saf Hristiyanlığın bir uygulaması olduğunu, komünizm olduğu değil iddia etmektedir.
Arjantin diktatörlüğü sırasında hapsedilen Cizvit rahiplere yardım etme çabalarını anlattı ve yetersizlik suçlamalarını reddetti, bunların, zulme karşı duruşuna karşı olan bireylerin intikamı olduğunu belirtti.
Papa Francis, kürtajı, taşıyıcı anneliği ve silah endüstrisini kınarken, çevrecilik ve Kilise içinde kapsayıcılığı savundu. Papa’nın düşünceleri, toplumsal zorluklar karşısında merhamet, adalet ve bireysel ve kültürel kimliklerin korunmasına olan bağlılığın altını çizmektedir.