
Péter Szijjártó, Bangkok’ta Doğu-Batı İşbirliğini ‘Büyük Bir Fırsat’ Olarak Değerlendiriyor.

Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, Bangkok’ta yaptığı açıklamada Doğu-Batı iş birliğini bir tehdit ya da risk olarak değil, tüm tarafların büyük fayda sağlayabileceği büyük bir fırsat olarak gördüğünü söyledi.
Dışişleri Bakanı, Tayland Borsası tarafından düzenlenen bir konferansa katıldı. Konuşmasında, Macaristan’ın dünya ekonomisine derinlemesine entegre olduğunu ve ihracatın gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) içinde yaklaşık %85 payı olduğunu vurguladı. Macaristan, geçmiş yıllarda krizleri atlatmış ve Sayın Szijjártó, bu yılın daha kolay geçeceğini, enerji fiyatlarının düştüğünü, enflasyonun düşürüldüğünü, AB fonlarının kısmen serbest bırakıldığını ve ekonomik büyümenin geri döndüğünü öngörmüştü.
Konuşmasında, Szijjártó dünyada yatırım için sıkı rekabet olduğunu ancak Macaristan’a yatırım yapmanın en iyi karar olacağı birkaç nedeni olduğunu belirtti.
İlk olarak, Avrupa’da benzersiz bir şekilde istikrarlı bir politik sistem olan, on dört yıldır süregelen iktidardaki iki üçte bir hükümetine işaret etti. Ayrıca, büyük yatırım teşvikleri ve kıtadaki en düşük vergi oranlarına da değindi. Macaristan’ı Doğu ve Batı şirketleri için önemli bir buluşma noktası haline getirme stratejisinin başarısından bahsetti.
Szijjártó, Macaristan’ın medeni Doğu-Batı iş birliği konusundaki ilgisini vurgulayarak, dünyada siyasi blokların yeniden canlanmasına hoşgörü ile bakmayacağını belirtti. “Ancak Avrupa’da buna dair konuşulduğunda, dışişleri bakanları arasında bile üç seçeneğiniz var: Ruslar’ın arkadaşı olarak etiketlenmek, Putin için casus olmak ya da Kremlin’in propagandacısı olmak,” dedi.
“Bu Doğu-Batı iş birliğini bir tehdit olarak değil, bir fırsat olarak görüyoruz,” şeklinde ekledi.
Bakan Szijjártó, kurallara saygı gösterildiği takdirde Macaristan’daki tüm şirketlerin engelsiz bir şekilde faaliyet gösterebileceğini tekrarladı. Geçen yıl, 2022’deki 6.5 milyar avroluk rekor yatırımın ikiye katlandığını ve çalışma sermayesinin %82’sinin Doğu’dan geldiğini, bunun büyük bölümünün Çin ve Güney Kore’den olduğunu belirtti. Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri ise proje sayısı açısından öncü olmuş, durumun dengesini göstermişlerdir.
East-West iş birliği stratejisinin sonuçlarından bir örnek olarak otomotiv endüstrisini gösterdi. Almanya ve Çin’in yanı sıra, tüm üç Alman lüks otomobil markasının üretim üslerine sahip olan tek ülkenin Macaristan olduğunu söyledi; Stellantis ve Suzuki’nin de Macaristan’da üretim yaptığını ve Çin’in BYD’nin Avrupa’daki ilk fabrikasını burada inşa ettiğini söyledi.
“Bu arada, Doğu tedarikçileri büyük sayılarda geliyor ve Macaristan dünyanın en büyük elektrikli batarya üreticilerinden biri haline geldi,” şeklinde ekledi.
Geçen yılın rekor kıran 730 milyon dolarlık Macaristan-Tayland ticaretine, karşılıklı yatırımlara ve turizm rakamlarının ikiye katlanmasına memnuniyetle karşıladı.
Ek olarak, AirAsia’nın sonbaharda Bangkok ve Budapeşte arasında doğrudan bir uçuş başlatacağını ve 2023’te iki ülke arasındaki turizmin bir önceki yıla göre ikiye katlandığını duyuran Dışişleri Bakanı, turizm rakamları hakkında yıl içinde Tayland mevkidaşı ile yaptığı görüşmeler sonucunda netleşme sağlandığını, geçen yıl 10.000’den fazla Taylandlı turistin Macaristan’a geldiğini ve 30.000’den fazla Macar’ın Tayland’ı ziyaret ettiğini bildirdi.
“Bu nedenle, bir Tayland uluslararası havayolu şirketi, Budapeşte’ye bir uçuş başlatmayı düşünüyor. Hazırlıklar yapıldı ve bugün görüşmeler yapılacak. Yakın gelecekte, Bangkok ve Budapeşte arasında doğrudan bir bağlantı kurma şansımız var,” dedi.
Hükümetin de Tayland’dan gelen yatırımcılar artarken ticaretin genişlemesinin de ülkenin çıkarına olduğu yönündeki yatırım koruma anlaşması müzakerelerine ivme kazandıracağını duyurdu.
Politikacı, Tayland’ın Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’na (OECD) katılma talebini destekledi ve bu kurumun tarafsız, dengeli kalan ve siyasileşmeyen nadir uluslararası kuruluşlardan biri olduğunu vurguladı.
**Resim: Pixabay**




