
Sol Kanat Gruplar Avrupa Komisyonu’ndan USAID Para Boşluğunu Doldurmasını İstiyor.

Avrupa Parlamentosu’nda sol kanat gruplar, ABD’den gelen paraların kesilmesinin ardından Avrupa Komisyonu’nun STK’ları ve medya kuruluşlarını finanse etmesini istediği yönünde haberler çıktı. Fidesz Avrupa Parlamentosu Üyesi Kinga Gál, hükümet yanlısı Patriots for Europe’ın başkan yardımcısı olarak sosyal medya sayfasında bu konuda bilgi verdi.
Kinga Gál’e göre, söz konusu sol kanat politikacılar şimdi “Brüksel’in, bu ideolojik gerekçelerle finanse edilen ve liberal elitin siyasi çıkarlarına hizmet eden sözde ‘STK’ların ajandası için AB vergi mükelleflerinin paralarını kullanmasını istiyorlar.” Gál, bu teklifi skandal olarak nitelendirdi ve Komisyon’un hangi STK’ları ve medya kuruluşlarını finanse ettiğini, ne kadar harcadığını ve karşılığında ne beklediğini açıklaması gerektiğini savundu.
Uluslararası Sözcü Zoltán Kovács, söz konusu grupların “derhal harekete geçilmezse -ki bu tabii ki daha fazla para demek- insan hakları, özgürlük, sosyal dahil olma ve demokrasi tehlike altında” iddiasında bulunduğunu belirtti. Kovács, “Amerikan yardımlarının kesilmesiyle birlikte bazı “sivil” organizasyonların hemen kapanması, bağımsız olmadıklarını kanıtlıyor” dedi.
Kovács, Avrupa Komisyonu’nun şimdiye kadar ne kadar para harcadığını ve hangi kuruluşları finanse ettiğini henüz açıklamadığını vurguladı. Macaristan’ın bu dilekçeyi imzalamayacağını, aksine bununla mücadele edeceğini belirtti. “Bu sivil toplumla ilgili değil, dış müdahalenin demokrasi dışı bir girişimi, bunun bedelini ödeyecek olanlar tarafından finanse ediliyor. Egemenliğimiz pazarlık konusu değil!” şeklinde konuştu.
Fidesz Avrupa Parlamentosu Üyesi Csaba Dömötör, Patriots of Europe’un Şubat ayında Brüksel’i aktivist organizasyonların desteklenmesine ilişkin AB sözleşmelerini yayınlamaya zorlamak için yasal işlem başlatacağını duyurdu. Dömötör, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu’nun Avrupa genelinde yüzlerce aktivist grubu finanse ettiği konusunda giderek daha fazla bilgi edinildiğini söyledi.
Dömötör, bu aktivist grupların her ülkede liberal Brüksel politikalarını temsil ettiğini ve seçmen iradesini değil, dar bir elitin iradesini temsil ettiklerini belirtti. Ayrıca, bu kuruluşların ekonomi, savaş, göç ve çocukların korunması konularında seçmen iradesine kesin olarak karşıt politikalar izlediğini ve Macar ailelerin geçimini tehdit ettiğini savundu.