Macaristan

Szeged’deki Araştırmacılar Migren İçin Kişiselleştirilmiş Tedaviyi İnceliyor

HUN-REN–Szeged Üniversitesi Nörobilim Araştırma Grubu’ndan araştırmacılar, migren tedavisinde hastanın bireysel metabolizmasına bağlı olarak kişiselleştirilmiş seçenekleri araştırıyor.

Migrenler dayanılmaz acıyla ilişkilendirilse de, bu nedenle en önemli nörolojik bozukluklardan biri olarak kabul edilmesinin tek sebebi değildir. Dünya nüfusunun %10 ila 16’sını etkileyen bu rahatsızlık, sadece Macaristan’da 1 milyondan fazla insanı etkilemekte olup kadınlarda erkeklere göre daha yaygındır. Küresel olarak, neredeyse bir milyar insan, günlük yaşamlarının bir parçası olarak bu çok rahatsız edici baş ağrılarıyla yaşıyor.

Araştırma ekibinin başkanı Profesör László Vécsei, migren hastalarının acısını azaltan herhangi bir sonucun çok ciddi ekonomik sonuçları olacağını vurguladı.

Klinik olarak migrenler, migrenle birlikte görülen bazı uyaran belirtileri ve diğer semptomlar, görsel bozukluklar gibi belirli bir uyarı işaretleriyle karakterize edilebilen aura olan migren ve aura olmayan migren olmak üzere iki ana kategoriye ayrılabilir. Ayrıca, klinik sunumlarına göre çeşitli migren tipleri tanımlanabilir. Bunlar, basilar migren (görsel ve konuşma problemlerinin dahil olduğu), nadir hemiplejik migren (vücudun bir tarafında güçsüzlük veya felce neden olabilen), kronik migren (tipik olarak üç aylık bir dönem içinde ayda 15 gün için gerçekleşen nöbetler) ve çeşitli diğer klinik formlar bulunan adet migreni, retinal migren ve diğer bazı klinik formları içerir.

Stres yönetimi ve doğru miktarda ve kaliteli uyku almak migren baş ağrılarını azaltabilir, ancak genetik yatkınlık da rol oynar. Birden fazla genin etkisi, semptomların gelişme olasılığını artırabilir. Bununla birlikte, çevre de bir rol oynayabilir: hava değişikliklerine migren nöbetleriyle yanıt verebilirler, ancak stresli yaşam tarzları ve uyku eksikliği de tetikleyebilir.

Bazı araştırmalar, migreni olan insanların, olmayanlara göre inme geçirme olasılığının biraz daha yüksek olduğunu bulmuş olsa da, migrenlerle epilepsi arasında da bazı ilişkiler bulunmaktadır.

Araştırma ekibi şu anda, daha önceki çalışmalarda görece az dikkat görmüş olan kynurenin (kan, beyin ve periferik organlarda bulunan bir yolakta bulunan temel bir bileşen) sistemi ile migren arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Son yayınlarında, sinir ve bağışıklık sistemlerinin kynurenin metabolizmasındaki değişiklikler açısından rollerini incelediler.

Tryptophan, vücut tarafından üretilmeyen ve diyette alınması gereken bir temel amino asittir. Kynureninler, bu amino asidin çoğunlukla kynurenine dönüştürüldüğü başlıca ürünleridir.

Kynurenin yolak aracılığıyla, tryptophan geniş bir biyolojik olarak aktif molekül yelpazesine dönüştürülür ve bağışıklık ve sinir sistemlerinin işleyişinde kritik bir rol oynar.

Bu metabolitlerden biri olan kinurenik asit, nöronal aktiviteyi inhibe ederken, bir diğer molekül olan kinolinik asit onu aktive eder. Bu moleküller ayrıca bağışıklık sisteminin düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Önceki klinik çalışmalarda, araştırma grubu hem migren hem de küme baş ağrısı hastalarında kynurenin metabolizmasında önemli değişiklikler tespit etti.

Kynurenin yanı sıra, migrenin patogenezinde önemli bir rol oynayan PACAP (hipofiz adenilat siklazı etkinleştirici polipeptit) olarak bilinen bir peptid de bulunmaktadır. Çalışmalar, migren hastalarında PACAP seviyelerinin yükseldiğini göstermiştir.

Profesör László Vécsei, bu nedenle kişiselleştirilmiş tıbbın gerekliliği üzerinde durarak, son zamanlarda geliştirilen CGRP (Calcitonin gene-related peptide) blokajına dayalı migren ilaçlarına %40’a yakın hastanın yeterli yanıt vermediğini belirtti.

Araştırma grubunun geliştirdiği kynurenik asit analoglarından birinin, yayınlanmış deneysel bir migren modelinde PACAP seviyelerini azalttığı belirlenmiştir.
 

Pools Plus Cyprus

Bu haber
bu kaynaktan alınarak ACM Cyprus yeni teknolojiler çalışması kapsamında, OpenAI – ChatGPT tarafından yeniden yazılmıştır. Geleceği yeniden şekillendirebilmek için yorumlarınızı bekliyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu