Özbekistan

Terörle Mücadeleden Stratejik İşbirliğine

Taliban’ın İktidara Dönüşü ve Afganistan Meselesinin Önemi

Taliban’ın iktidara dönüşü, Afganistan meselesinin önemini artırmıştır. Bu durum, ABD’nin Afganistan’dan askeri güçlerini çekmesinin ardından ABD-Afgan ilişkilerindeki dönüşümde özellikle belirgindir. ABD’nin Afganistan’a yönelik dış politikasını analiz ettiğimizde, Taliban rejimiyle olan ilişkilerinin dört ayrı aşamasının veya yaklaşımının olduğunu görmekteyiz. Bu yaklaşımlar, Amerikan yönetimindeki dinamik ve çeşitli bakış açılarını yansıtmaktadır.

Teröre Karşı Savaş

Birinci aşama, doğrudan askeri varlık dışında, uluslararası terörizmle mücadeleye devam edilmesiyle karakterize edilmiştir. Biden yönetimi, Afganistan’daki savaşın sona erdiğini ilan etmiş olsa da, terörle mücadele operasyonları devam etmiştir. Bu yaklaşımın önemli bir örneği, 2022 yılında Afganistan topraklarında El Kaide lideri Ayman el-Zawahiri’nin ortadan kaldırılmasıdır. Dolayısıyla, Afganistan’ın Amerika’nın dış politika gündemindeki önemi ağır bir şekilde terörle mücadele perspektifiyle belirlenmiştir.

Politik Ayrışma

İkinci aşamada, siyasi katılımda belirgin bir düşüş ve Afgan meselelerine dair diplomatik bir boykot söz konusuydu. ABD, Taliban rejiminde iç dönüşümlere umutla bakarak, politik ayrışma ve stratejik sabır stratejisi benimsedi. Sonuç olarak, ABD, daha önce başlattığı birçok büyük altyapı ve ekonomik projeden çekildi. Bunlar arasında TAPI doğalgaz boru hattı, CASA-1000 enerji güzergahı ve Trans-Afgan ulaşım koridoru bulunmaktadır. Bu ayrışmanın bir istisnası, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından sağlanan insani yardımlardır. Washington’un Taliban rejimiyle etkileşimi, özellikle Katar aracılığıyla yapılmıştır.

Trump Yönetimi

Donald Trump’ın yeni yönetimi, Afgan meselesine ilişkin çelişkili bir yaklaşım sergilemiştir. Yönetimin Afganistan politikası, Trump’ın seçim kampanyası ile bağlantılı olarak “Amerika’yı Yeniden Büyük Yap” sloganından etkilenmiştir. Diğer taraftan, ABD askeri çevreleri, Amerikan küresel liderliğini pekiştirmeye yönelik bir stratejiyi savunmuştur. Yılın ilk birkaç ayı, kampanya mantığıyla uyumlu bir retorik ile geçerken, Mart ayının sonuna doğru stratejik pragmatizm ön plana çıkmıştır. Sonuç olarak, ABD, Taliban temsilcileriyle doğrudan temas kurmaya başlamıştır.

Doğrudan Temas

Bu aşamada, ABD yönetiminin etkileşim yöntemlerini değiştirdiği görülmektedir. Eski ABD Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad’ın ve ABD Başkan Danışmanı Adam Boehler’in, Mart ayında Taliban Dışişleri Bakanı Amir Khan Muttaqi ile yaptığı görüşmeler, işbirliği potansiyelinin tartışıldığı ve Afganistan’da iki yıldan fazla süredir tutuklu olan Amerikalı George Glazmann’ın serbest bırakılması için anlaşmaların yapıldığı bir dizi filme tanıklık etmiştir.

ABD’nin Taliban ile doğrudan etkileşime geçme kararının arkasında, Afganistan ve Çin arasındaki artan yakınlaşma olabilir. İki on yıldan fazla süren ABD askeri varlığının sona ermesinin ardından, Washington etkisini Pekin’e devretmiştir. Bu çerçevede, ABD’nin Taliban ile yeniden temasa geçmesi, hem Çin’in hamlelerine bir reaksiyon hem de Afganistan’ın Washington gözündeki stratejik öneminin tanınması şeklinde değerlendirilebilir.

Taliban’ın Tepkisi

Afganistan, ABD ile olan diyalogunda küçük ulusların tipik bir aşağılık kompleksi sergilememektedir. Taliban, ilişkileri eşit düzlemde kurma niyetindedir. Trump yönetiminin getirdiği pek çok talebi kabul etmemektedirler, özellikle de savaşın sona ermesinin ardından bırakılan askeri teçhizatın iadesine yönelik taleplerini kesin bir dille reddetmişlerdir. Taliban’a göre bu teçhizat artık Afgan devletinin mülkü olup geri alınma şartı yoktur, ayrıca bunlar zaferle elde edilen savaş ganimetleridir.

Washington da, sınırlı bir şekilde Afganistan’ın dondurulmuş yabancı varlıkları için askeri teçhizat takası önerisine sıcak baksa da, Taliban bu öneriyi de geri çevirmiştir. Onlara göre söz konusu finansal varlıklar, hükümetin değil, Afgan halkının mülkü olduğundan, koşulsuz bir şekilde iade edilmelidir.

Olası Senaryolar

ABD-Afgan ilişkilerindeki mevcut dinamikler göz önüne alındığında, iki olası senaryo ortaya konabilir. Birinci senaryo, ABD’nin Afganistan’ın siyasi elitinde dönüşüm bekleyerek bekle-gör yaklaşımını benimsemesidir. Taliban liderliği içindeki bölünmeler, Washington’un lehine bir durum yaratabilir. Taliban lideri Haibatullah Akhundzada’nın katı ideolojik yapısı ile İçişleri Bakanı Sirajuddin Haqqani’nın daha pragmatik duruşu arasındaki farklılıklar, uluslararası aktörlerle uzlaşma fırsatlarına yol açabilir. Eğer Haqqani daha fazla etkili olursa, Afganistan uluslararası topluma bazı tavizler vererek ekonomik faydalar ve kısmi siyasi tanınma arayışına girebilir.

Diğer bir olası senaryo ise, ABD’nin askeri teçhizatı geri alamasa bile, Afganistan’ın dondurulmuş varlıklarını bir güç aracı olarak kullanma ihtimalidir. ABD, bu varlıkları, Afganistan’daki Çin etkisinin azaltılması şartıyla serbest bırakmayı düşünebilir.

Özbekistan Köprüsü

ABD-Afgan ilişkilerini yeniden tesis etme sürecinde, Özbekistan önemli bir arabuluculuk rolü üstlenebilir. Özellikle, Taliban’a yönelik birçok suçlamanın ardından, ABD’nin bu hareketle tam anlamıyla ilişkilerini yeniden tesis etmesi mümkün görünmemektedir. Bu süreç zaman alacak ve çok taraflı formatlar gerektirecektir. ABD-Özbekistan iş birliği formatı, bu bağlamda daha fazla önem kazanabilir.

Sonuç olarak, ABD’nin Afganistan’a yönelik stratejisi karmaşık ve tutarsız bir şekilde gelişmiştir. Bu belirsizliğin başlıca nedenlerinden biri, Taliban’ın iktidarının istikrarına dair duyulan şüphelere dayanmaktadır. Ayrıca, ISIS-Khorasan ve Tehrik-i Taliban Pakistan (TTP) gibi terörist grupların artan faaliyetleri de dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda, insan hakları meselesi, Washington’un stratejilerinin önemli bir bileşeni olarak kalmaya devam etmektedir.

Taliban ile olan ilişkilerde Washington’un şüphelerinin artması, Kabul’un güvenilir bir ortak olup olmadığı konusunda yeni sorgulamalar yaratmaktadır. Bu faktörler; ABD’nin Afganistan ile olan ilişkilerini yönlendiren subsequent eylemlerine de etki edecektir.


İslomkhon Gafarov

Siyaset Bilimi Doktora Mensubu, Kıdemli Araştırmacı
Afganistan ve Güney Asya Çalışmaları Merkezi, İleri Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü

 

Pools Plus Cyprus

Bu haber
bu kaynaktan alınarak ACM Cyprus yeni teknolojiler çalışması kapsamında, OpenAI – ChatGPT tarafından yeniden yazılmıştır. Geleceği yeniden şekillendirebilmek için yorumlarınızı bekliyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu