Türkiye’de muhalefet lideri İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından protestolar patlak verdi.
Çarşamba günü, İstanbul ve diğer Türk şehirlerinde, muhalefet figürü Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı protestolar patlak verdi. İmamoğlu, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın ana rakibi olarak geniş çapta kabul ediliyor.
İstanbul valisi, önümüzdeki dört gün boyunca sokak gösterilerini yasa dışı ilan eden bir genelge yayınladı ve şehir genelinde yoğun bir polis gücü görevlendirildi. Ancak bu önlemler protestoların patlak vermesini engelleyemedi. Polis, belediye binasını kuşattı, yolların bazı bölümlerini kapattı ve merkezi bir halk alanı olan Taksim Meydanı’nı kapattı. Göstericiler, belediye binası, İmamoğlu’nun tutulduğu polis karakolu, İstanbul Üniversitesi ve diğer yerlerde toplandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Özgür Özel, belediye binasının önünde toplanan kalabalığa yaptığı konuşmada, “Olanlar bir darbe girişimidir. Ekrem İmamoğlu’nun (cumhurbaşkanlığına) aday olma özgürlüğü alınmıyor – çalınan şey milletin onu seçme özgürlüğüdür” dedi.
Başkanın eşi Dilek İmamoğlu, tutuklamayı “Türkiye’nin gelecekteki cumhurbaşkanını ortadan kaldırmayı amaçlayan hedefe yönelik siyasi bir operasyon” olarak tanımladı. “Bu, millete doğrudan bir darbedir, ve mücadele edeceğiz” dedi.
İlk çatışma haberleri ortaya çıktı. İstanbul Üniversitesi’nde İmamoğlu’nun yüksek öğrenim diplomasının iptal edilme kararına karşı protesto yapan öğrencileri dağıtmak için polisin özel ekipman kullandığını gösteren görüntüler meydana geldi. İmamoğlu’nun tutuklanmasından kısa bir süre önce verilen diploma geçersiz kılma kararı, resmi olarak cumhurbaşkanlığına aday olmasını engelliyor.
CHP’nin gelecek Pazar günü yapılacak olan kongresinde muhalefet adayı olarak resmen İmamoğlu’nu aday göstermesi bekleniyordu (ancak erken seçimler Kasım 2027’de gerçekleşebilirdi).
İmamoğlu şu anda iki soruşturmanın sanığı, yolsuzluk iddiaları ve terör örgütleriyle ilişkilerle suçlanıyor. Bu soruşturmaların bir parçası olarak, politikacılar, gazeteciler ve iş insanları da dahil olmak üzere yaklaşık 100 kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Tutuklanmasının ardından, İmamoğlu’nun sosyal medya hesaplarından “halkın iradesi yasa dışı eylemlerle sindirilemez veya bastırılamaz” şeklinde bir açıklama yayımlandı. Açıklama devam etti, “İstanbul’un 16 milyon sakininin yanı sıra Türkiye’nin 86 milyon vatandaşına ve dünya genelinde demokrasi ve adaleti destekleyen herkese kendimi güvenle emanet ediyorum.”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, belediye başkanının siyasi olarak zulme uğratılmadığını reddetti ve Erdoğan’ı muhalefete karşı baskı ve tutuklama kampanyasıyla ilişkilendirenleri eleştirdi. Tunç, bu tür varsayımların “son derece tehlikeli ve temelsiz” olduğunu belirterek, “Türkiye’de kimse yasanın üstünde değildir” dedi.
Hükümetin Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) de Erdoğan’a yöneltilen suçlamaları reddederek, Türkiye’nin bağımsız yargı sistemini onayladı.
İmamoğlu’nun tutuklanmasını takip eden protestolar İstanbul’un dışına, başkent Ankara’ya ve Türkiye’nin diğer şehirlerine yayıldı. Bu Pazar günü daha büyük çapta ülke genelinde gösterilerin beklenildiği belirtiliyor.
