
Uzmanlar Hazar Foku Popülasyonundaki Azalma Konusunda Uyarıyor

Kaspian Foku Popülasyonu Yüzde 90 Azaldı
ASTANA – Bağımsız çevre uzmanlarına göre, Kaspian foku popülasyonu geçen yüzyılda yüzde 90 oranında azalarak, 20. yüzyılın başında 1.2 milyondan günümüzde tahmini 75.000 ila 270.000 arasına düştü. 2000 yılından bu yana ölüm oranları hızla artmış olup, her yıl yüzler hatta binlerce fok ölmekte. Uzmanlar, bu düşüşü köpek vebası, pasteurellozis ve kronik toksisite gibi faktörlere bağlamaktadır.
2024 yılında Almatı merkezli Bilimsel ve Üretim Merkezi’nden uzmanlar, son zamanlarda ölen foklarda incelenmekte olan bir nöroviral enfeksiyonu tanımlamışlardır.
ECOJER Derneği bölgesel çevre konseyi üyesi Bakhytgul Zhaksylykova, fokların deniz habitatlarının yok edilmesi nedeniyle öldüğünü ve bu durumun bağışıklık sistemlerini zayıflattığını belirtti.
Zhaksylykova, “Denizden petrol çıkarma, ulaştırma sırasında su kirliliği ve sismik araştırmalar gibi unsurlar bu krize katkıda bulunmaktadır. Kaspian fokunun kesin popülasyon büyüklüğü belirsiz olmakla birlikte, tahminlere göre 75.000 ila 270.000 arasında olduğu düşünülmektedir” dedi.
Kaspian ekosisteminin ana yırtıcı türü olan foklar, çevre sağlığının önemli bir göstergesi olarak hizmet etmektedir. Kirlilik, fiziksel koşullarını olumsuz etkileyerek koruma çabalarını daha da acil hale getirmektedir.
Zhaksylykova, “Kaspian foku, Kaspian Denizi’ne endemik bir türdür – dünya genelinde başka hiçbir yerde bulunmamaktadır. Nüfusunun korunması son derece önemlidir. Yıllardır, petrol araştırmaları ve endüstriyel kirlilik deniz ekosistemine zarar vermektedir. Foklar, 2022 yılında bir viral enfeksiyonlar nedeniyle zayıflamış bağışıklık sistemlerinden kaynaklanan zatürre nedeniyle öldüler. Bu bağışıklık zayıflamasının ana nedenlerinden biri habitat kirliliğidir” şeklinde konuştu.
Önerilen koruma önlemleri arasında, fokların ölü olanlarının yanı sıra yaşayanlarının da düzenli olarak incelenmesi yer almaktadır. Ayrıca, büyük şirketler ve araştırma kuruluşları tarafından yürütülen izleme faaliyetlerine bağımsız yerel uzmanların dahil edilmesi çağrısında bulunuldu.
Zhaksylykova, vahşi avcıları engellemek için toplanan cezaların yüzde 30’unun karşıtlık girişimlerini finanse etmek amacıyla ayrılmasını önerdi.
Zhaksylykova, sürdürülebilir deniz kaynakları yönetimi konusunda deneyimli balıkçıların görüşlerini toplamak için sahil köyleri sakinleriyle anketler ve görüşmeler yapılmasının önemini vurguladı.
Zhaksylykova, “Ayrıca, yerel toplumlara ve turistlere dağıtılan, sahil bölgelerinde sergilenen, medyada ve sosyal ağlarda yayımlanan fok leşlerinin bildirilmesine yönelik bir eylem kılavuzu geliştirilmesi gerekmektedir” dedi.
Zhaksylykova, Kazakistan’ın, Kaspian devletlerinde hem Tahran hem de Århus Sözleşmelerine uygunluk için kamu denetimi protokolü getirmek amacıyla acil bir toplantıya öncülük etmesi gerektiğini vurguladı.
Tahran Sözleşmesi, Kaspian Denizi’nin deniz çevresini kirlilikten korumayı ve biyolojik kaynaklarının sürdürülebilir ve rasyonel kullanımını sağlamayı amaçlamaktadır.
Zhaksylykova, burslarla birlikte çevre ve biyoloji alanlarında kariyer gelişim programlarının, deniz memelileri bilimi, balık bilimi, kuş bilimi ve veterinerlik bilimleri alanlarında öğrencilere sunulması gerektiğinin altını çizdi.
Zhaksylykova, “Bu önerileri uygulamak için özel bir çalışma grubu oluşturulmalıdır” şeklinde konuştu.
Makale orijinal olarak Kazinform’da yayınlanmıştır.



