
Yeşil Barış Hareketi, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde açıklama yaptı.

Yeşil Barış Hareketi, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde bir açıklama yaparak toplumu bilinçlendirmek amacıyla çağrıda bulundu. Açıklamada, bu yılki Dünya Gıda Günü temasının “Su hayattır, su besindir, kimseyi geride bırakmayın!” olduğu vurgulandı.
Açıklamada, suyun yaşam için temel bir unsur olduğu ve paha biçilmez bir kaynak olduğu belirtildi. Ancak su kaynaklarının sınırlı olduğu, bu nedenle israf edilmesi gerektiği ifade edildi. Gıdaların üretimi ve tüketimi, azalan su kaynakları üzerinde büyük bir baskı yaratmaktadır.
Açıklamada, bu yıl Dünya Gıda Günü’nün en zor yıl olarak tanımlandığı ve pandemi döneminde bile bu kadar sıkıntılı günler yaşanmadığı belirtildi. Yanlış ekonomi politikaları, iklim değişikliği, su kaynaklarının kirlenmesi, ormanların ve çevrenin tahrip edilmesi, tarım alanlarının yağmalanması gibi sorunların su krizine, toprak kıtlığına ve gıda krizine yol açacağı uyarısı yapıldı.
Açıklamada ayrıca iklim değişikliği konusuna da değinildi ve aşırı yağışlar, su baskınları, aşırı sıcaklar ve kuraklığın dünya ülkelerinin en önemli sorunu olduğu vurgulandı. Yöneticilerin çözüm odaklı tarım, gıda ve su politikaları oluşturmaması ise gelecek için endişeleri arttırdığına dikkat çekildi.
Açıklamada, tarımsal üretimin azalması ve içilebilir su kaynaklarının hızla azalması gibi sorunların çözümü için hızlı adımlar atılması gerektiği belirtildi. Su tasarrufunun önemi vurgulanarak, sulama suyunda tasarruf sağlanması ve su kullanımının tarımsal üretim için alternatif yöntemlerin geliştirilmesi çağrısında bulunuldu.
Açıklamada ayrıca dünya genelinde açlık ve obezite sorununa da dikkat çekildi. Bugün dünyada her 10 kişiden birinin yetersiz beslendiği ve ülkemizde ise gelir seviyelerine göre insanların beşte birinin yeterli gıdaya ulaşamadığı belirtildi. Sağlıksız beslenme alışkanlıklarının obezite ve diğer sağlık sorunlarını artırdığı ve ülkelerin sağlık bütçelerinin önemli bir bölümünü ayırdığının altı çizildi.
Son olarak, yaşadığımız gıda krizinden kurtulabilmek için üretim ekonomisini, kamusal ve toplumsal çıkarları ön plana çıkaran tarım ve gıda politikalarının geliştirilmesi gerektiği vurgulandı. Gıda üretiminin azalması ve talebin artması durumunda yaşanacak fiyat artışlarının ciddi bir tehdit olduğu belirtildi.
Yeşil Barış Hareketi olarak, karar vericilerden daha iyi bir üretim, beslenme, çevre, gelecek ve sağlıklı bir yaşam için politikalar ve icraatlar beklediklerini açıkladılar.