Yunanistan’ın Askeri Harcamaları: Bir Kez Daha Durgunluk mu?
Son dönemde neredeyse her hafta Yunanistan’ın yeni bir askeri harcamasıyla başlıyoruz. Kimi zaman uçaklar, kimi zaman füzeler, kimi zaman da deniz platformlarıyla ilgili olan bu süreçlerde en dikkat çekici meselelerden biri Atina’nın tüm bunları ‘parasını bastırıp’ alması. En büyük gelir kalemleri gemi taşımacılığı ve turizm olan ülkenin milyarlarca dolarlık askeri alım yapması haliyle yakın geçmişi hatırlatıyor. Daha önce de Türkiye ile silahlanma yarışına giren ve hem bu alanda hem diğer temel konularda bütçesinden çok yüksek harcamalara imza atan Yunanistan’ın AB ve IMF desteğiyle iflasın eşiğinden döndüğü günler çok da uzakta değil.
Ancak bugün geldiğimiz noktada Atina bir kez daha özellikle askeri harcamalarda el yükseltti. Son derece modern ve bir o kadar da pahalı sistemleri satın almak için kolları sıvadı. Savunma Sanayii Araştırmacısı Kubilay Yıldırım ile Yunanistan’ın askeri harcamalarının muhtemel etkilerini ve tüm bunların Ankara’dan nasıl göründüğünü konuştuk.
Yıldırım, özellikle Yunanistan’ın 1990’larda sistematik ve akıllıca yürüttüğü bir silahlanma politikası olduğundan bahsediyor. Bu noktada özellikle ABD ve Fransa gibi iki ayrı kaynaktan temin edilen savaş uçakları öne çıkıyor. Daha önce Amerikan Hava Kuvvetleri’nin envanterinden çıkma ve çok uzun menzilli taktik bombardıman uçakları olan A-7’lerin teminini anımsatıyor.
Yunanistan’ın 2000’lerle birlikte bu aklı kaybetmeye başladığını anlatıyor Yıldırım ve en önemli kırılma noktalarından birinin 2008 mali krizi olduğunu hatırlatıyor. Yunanistan, uluslararası kuruluşlar tarafından ‘borcunu ödeyemeyecek durumda’ şeklinde rapor edilmiş ve ekonomik yangının Euro Bölgesi’nde büyük bir mali kriz yaratacağı gerekçesiyle AB ve IMF, Yunanistan için 2010 ila 2015 yılları arasında 260 milyar Euro tutarında bir kurtarma paketiyle ülkeyi iflastan kurtarmıştı.
Son alımlarıyla, Yunanistan’ın özellikle Doğu Akdeniz ve Kıbrıs üzerinde varlık gösterebileceği, operasyon icra edebileceği menzile ulaşmak istediğini belirten Yıldırım, bu hamleleriyle olası bir çatışma durumunda kısa sürede etki üretebilecek bir güce ulaşmak istediğini ifade ediyor. Ayrıca, Yunanistan’ın uzun yıllardır eksikliğini hissettiği bir kabiliyete kavuşacağını düşünüyor.
Ancak Yunanistan’ın son alımlarının ekonomisini zorlayabileceğini belirten Yıldırım, 40 milyar dolara mal olabilecek bu alımların Yunan ekonomisini sarsabilecek büyüklükte olduğunu ifade ediyor. Tüm bu gelişmelerin Ankara’nın da radarında olduğunu belirten Yıldırım, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı kimi ambargoların oluşturacağı zafiyetin Yunanistan’ın dikkatinden kaçmayacağı uyarısında bulunuyor.
Yunanistan’ın adımlarının Ankara tarafından yakından takip edildiği ve tüm gelişmelerin Türkiye’nin radarında olduğu vurgulanıyor.
