Video

AB’de KKTC Rahatsızlığı | Tv100 Haber


İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Adada katliamlara uğrayan Kıbrıs Türkü, katliam yapan Rum. Herşeye rağmen Annan planına yani birleşmeye "evet" diyen Kıbrıs Türkü, "hayır" diyen Rum. Nasıl oluyor da Kıbrıs Türk'ü "ayrılıkçı taraf" ilan ediliyor. Bu yüzsüz AB yetkililerinde utanma da yok ama yine de bu gerçeğin AB yetkililerinin yüzlerine çarpılması lazım.

    Gözlemci üyelik hayırlı olsun, başarılarımız daha da artsın. Ancak şu da önemli bir gerçek ki malesef yıllarca sadece ve sadece TSK'nın koruyucu olması fonksiyonu üzerinden yürütülen politika iflas edeceği başından belli bir politikaydı. Yürümüyor. Nasılsa oy gelmiyor diye, KKKTC'liler Türkiye seçimlerinde TC vatandaşı olmadıklarından oy kullanmıyorlar diye Türkiye'deki hükümetlerce bu milli davaya genelde yeterli önem verilmedi. KKTC'nin de bir istihbarat teşkilatı yok ve ada dış istihbarat teşkilatlarının beşinci kol faaliyetlerinin yuvası olmuş durumda. Sivil toplum kuruluşları, sendikalar, dernekler, yerel televizyonlar, gazeteler, radyolar adı altında yurt dışından fonlanan kişilerin başa geçmesi sağlanmış bir çok oluşum mevcut. Bunlar sürekli Türkiye'yi karalama propagansı yürütüyor. Türkiye'nin en ufak hatasını davul zurna ile duyururken yaptığı olumlu şeyleri de görmezden geliyorlar. Bizim bu konuda biraz vizyona ihtiyacımız var.

    Aslında Kıbrıs Türk'ü şuanda Rum'a da Türkiye'ye de bağlanmak istemiyor. Şuanda halkın %90'ı KKTC'nin tanınabilirse aynı Azerbaycan gibi bağımsız bir Türk devleti olması gerektiğini savunuyor. Ne şartla olursa olsun Rum'a bağlanmak isteyen çok çok çok az bir kesimdir. Ancak KKTC şuanda uluslararası arenada malesef tanınmıyor. Bu sebeple Kıbrıs Türkü'nün bu hayali gerçekleşemediği için Rum'la veya Türkiye ile birleşme fikirleri konuşuluyor. Burada önemli bir problem Türkiye, KKTC'nin kendisine bağlanmasını mı istiyor yoksa KKTC'nin aynı Azerbaycan gibi kendi para birimi olan kendi milli marşı olan ayrı bir devlet olarak Dünya'ya tanıtmak mı istiyor? Türkiye şimdiye kadar malesef çelişkili bir politika izledi. KKTC para birimi Türk Lirası, resmi marşı İstiklal Marşımız, sadece dış işlerinde değil iç işlerinde de Türkiye her şeyde söz sahibi. Bu politikaya göre Türkiye KKTC'yi kendisine bağlamak istiyor gibi bir durumda. Aslında 1974'te hatta 1980'de bile Türkiye bir referandum yapsa Kıbrıs Türkleri Türkiye'ye bağlanmayı kabul ederdi. Ancak Türkiye cesaret edemediği için uluslararası toplumdan dışlanacağını düşündüğü için bu adımı atmadı atmadı geciktirdi ve üstelik KKTC'nin ayrı bir devlet olarak tanınmasını istiyor gibi göründü. Buna rağmen iç işlerine karışmayı da sürdürdü. Bu politika Kıbrıs Türkü'nde Türkiye'ye karşı güven bunalımı başlattı. Adadaki yabancı istihbarat teşkilatları da bu çelişkili politikayı kendileri lehine kullandılar ve şuanda Türkiye'ye bağlanmak isteyenlerin oranı %50'nin altındadır. Ancak kişisel gözlemim Annan plsnındaki evet diyen hava da Kıbrıs Türk'ünde yok. Yani yeniden refarandum olsa şuan Rum'la birleşmeye hayır çıkacaktır.

    Bir de adaya yapılan yanlış göç politikası var. Doğu ve Güneydoğu'dan adaya gönderilen kişiler Kıbrıs kültürüne uygun değildir. Hâlâ adayı ziyaret etseniz sokakta bir dilenci görseniz veya bir suç işlense yüksek ihtimalle bunu Türkiye'den gelen birinin işlediğini görürsünüz. Evli olduğunu söylemeden Kıbrıstan ikinci eşini almaya çalışanlar mı dersiniz, taciz, tecavüz, hırsızlık, gasp gibi kriminal olaylar mı dersiniz. Hepsi arttı. Önceden kapısını kilitlemeden yatan ada halkı kırk yere kilit koyar oldu. Yani adamları Türk görmeden Türk'ten soğuttuk. Osmanlı yeni fethettiği topraklara en seçme kişileri yollardı. Biz ise yanlış iskan politikası ile ciddi bir ön yargı oluşturduk.

    Peki Türkiye ne yapabilir?

    1.Doğu ve Güneydoğu bölgelerinden ve bazı illerden gelen göçler Adadan geri gönderilmelidir

    2.Türkiye bir an önce ücretsiz sağlık hizmeti sağlayacağını duyurarak Kıbrıs Türklerine Türk vatandaşlığı ve Türk pasaportu dağıtmalı. Zaten KKTC'den Türkiye'ye basit bir sağlık hizmeti için kimse uçak parası verip gelmez, bu yönüyle sadece önemli bir hastalık için Türkiye'nin kapısı çalınır ama zaten bu durumdaki hasta, çok az bir nüfus olduğundan devletin bütçesine çok bir yük oluşturmaz. Ayrıca bu pasaport ve TC vatandaşlığı Türkiye üzerinden adadaki malların Kıbrıslı Türklerce doğrudan yurt dışına satılabilmesini sağlar. Bu yöntemle ambargoları hemen bu vatandaşlıkları aldıkları dakika aşmış oluruz aslında. Adada üretim artar, ticaret gelişir

    3. Kültür turları düzenleyerek Türkiye yemekleri ve kültürel yerleri tanıtılmalıdır. Kıbrıs Türkleri mesela bir çok ortak yemeğin olduğunu bilmiyor, bir çok yemeği sadece Kıbrısta yapıldığını sanıyor. Bir çoğu Türkiye'yi hiç görmedi. Kültür bakanlığına bu konuda iş düşüyor. Afrika'dan öğrenci gezdiren devletimiz KKTC'den neden kimseyi gezdiremez?

    4. KKTC eğitim müfredatı da düzeltilmelidir.

    5. KKTC'de TV kanalları, gazeteler, radyolar aracılığı ile Türkiyelehine çalışacak kalemşörler bulunmalıdır. Sadece BRT ile bu iş yürümez.

    6.Dış istihbarat teşkilatlarına çalışan propaganda ajanları deşifre edilmelidir. KKTC ulusal bütünlüğüne aykırı faaliyetlerde bulunan ajanlar gerekirse yargılanır

    7. KKTC ile bir anlaşma yaparak KKTC askerlerinin fiziki yapı olarak standartlara uygun olanların çoğunun Türk askeri tarafından KKTC'de bir merkezde özel kuvvetler veya komando eğitimi alması sağlanmalıdır. Zaten bir avuç asker, çoğuna özel eğitim verilmesi problem oluşturmaz. Mutfakta patates ayıklayarak askerlik askere çok bir şey katmıyor.

    İlerleyen yıllarda bu özel eğitim alan askerlerden de bir KKTC'li Komando Tugayı ve KKTC'li özel kuvvet karargahı oluşturulmalı. Sonra da Türkiye'ye bağlı ama KKTC'li özel kuvvet askerlerinden oluşan askerî istihbarat teşkilatı acilen kurulmalıdır.

    Ayrıca Uzman Er-Erbaşlık gibi maaşlı(KKTC şartlarına göre iyi bir maaş olursa) askerlik sistemi KKTC'de de kurulması gerekmektedir.
    Adada Kıbrıs Türklerinin Türk askerini de kendinden görmesi ve aradaki iş birliğinin arttırılması için Kıbrıs Türkü kendisini savunabilmesi için militarize edilmelidir. Geçmişte Türk Mukavemet Teşkilatı(TMT) faaliyetleri çoktu. Eğrisiyle doğrusuyla savaş zamanı büyük işler de yapmıştı. Şimdi daha örgütlü bir şekilde, daha fazla yanlış yapmadan hatalardan ders çıkararak bu iş yürütülmelidir.

    KKTC halkı bunlar yapılırsa Türkiye taraftarı bir yol izleyecektir

Orkun Yucel için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu