Macaristan Cumhurbaşkanı Brüksel’de Avrupa’nın Savunması Hakkında Konuştu
Macaristan Cumhurbaşkanı Tamás Sulyok Pazartesi günü Brüksel’de yaptığı açıklamada, Macarlar “bağımsızlık cesareti” sayesinde sıklıkla “felaketten kurtulduklarını” söyledi.
AB Konseyi’nin başkanlığını üstlenen Macaristan’ın altı aylık döneminin başlangıcını işaretleyen Liszt Enstitüsü’ndeki konuşmasında Sulyok, Brüksel’in “uzlaşma sanatını öğrenmek için bir yer” olduğunu belirtti. Belçikalılar gibi, Avrupalılar arasında anlaşılma konusunda sıkıntılar yaşandığını söyledi.
“Ancak sonuçta her zaman uzlaşma için çaba sarfetmeliyiz, çünkü uzlaşma olmadan hiçbir halk veya millet yaşayamaz,” dedi cumhurbaşkanı.
Macarların sadece Macaristan’a sıkışmadıklarını, tarih boyunca vatanlarını terk etmek zorunda kaldıkları zamanları hatırlatarak ekledi. “Ancak Macarlar olarak, her yerde yaşayabiliriz, yani insanlarımızı her yerde bulabilir ve vatandaşlarımızla sıkı bağlar ve kuvvetli topluluklar oluştururuz,” diye devam etti.
Sulyok, dünyanın dört bir yanında yaşayan Macarların yeteneklerinin de dünya çapında olduğunu belirtti.
2023 Nobel Ödüllü Katalin Karikó ve Ferenc Krausz’un başarılarını hatırlatarak, onların akademik kariyerlerine devam etmek için Macaristan’ı terk ettiklerini, ancak asla vatanlarını unutmadıklarını ve Macar kimliklerini koruduklarını söyledi. “Onlar, kişisel başarının yolu bulunup yurda dönülmesinin bir yolunu yurt dışında bulmanın harika örnekleridir,” dedi Sulyok, bu aynı zamanda entelektüel ve ruhsal anlamda eve dönüş anlamına gelir.
“Macaristan, Avrupa’yı güçlendirmeyi ve aynı zamanda birlikte barışı korumayı amaçlıyor,” diye ekledi Brüksel’de. Avrupa Birliği Konseyi’nin dönem başkanlığının açılışında geç saatlerde yaptığı konuşmada Sulyok, Macaristan’ın 13 yıl önce dönem başkanlığını “başarılı şekilde” yaptığını belirtti.
Sulyok, Avrupa’nın menfaatlerini savunmaya, kuruluş antlaşmalarında belirtilen hak ve yükümlülüklere uygun davranmaya ve karşılaştığı zorlukları aşmaya kararlı olduklarını belirtti. Avrupa vatandaşlarına sorumlu davranacaklarını da ekleyerek, birliğin 20. yüzyılın trajik olaylarından sonra “Avrupa’nın umudu ve vaadi” olduğunu ve Avrupa Birliği’ni “olağanüstü ve benzersiz bir ekonomik ve siyasi birlik; bir devletten az, basit bir federasyondan daha fazla” olarak tanımladı.
